BAŞTAKİ YARALAR
Başta yaralanma, özellikle trafik kazalarında sık rastlanan bir olaydır. Baş yaralan açık veya kapalı yara şeklinde ve geçici bir baş dönmesi veya bilinç kaybından, koma ve ölüme yol açabilecek nitelikte olabilir.
Yaralanma çeşitleri: Yaralanan yer, baş derisi, kafatası, beyni kaplayan bu zarların kan damarları ve beyin olabilir. Baş derisi, genellikle sıyrılıp yırtılabilir. Kafa derisini besleyen ince kan damarları çok bol olduğundan, bu derinin yırtılması sonucu, şiddetli bir kanama olabilir ve durum aslından daha ağır görünebilir. Bu tip bir kanamayı durdurmanın çaresi, kanayan bölgenin çevresindeki deriyi, alttaki kafatası kemiği üzerine iyice bastırıp, o bölgeyi kanlandıran damarlardan kan gelmesini önlemektir. Bu şekilde, kanama hafifletildikten sonra, sıkı bir bandaj uygulanabilir. Kanla ıslanan saçlar, yara alanının görünümünü olduğundan çok kötü yapabildiğinden, gerek yara bölgesini iyi görebilmek, gerek etkili bir kanama kontrolü yapabilmek için, o alandaki saçları tereddüt etmeksizin kesmek uygundur. Kafatası ve beyni etkilemiş olan açık yaralarda temiz bir sargı veya yeni yıkanmış bir bezle, o bölge örtülmeli-dir. Bu durumda, dezenfektan veya herhangi diğer bir ilaç uygulamak hatalıdır. Kafatası yaralanmaları, genelikle, baş üstüne gelmiş şiddetli bir darbe sonucu, kırık şeklinde olur. Bu durumda, kafa derisi sağlam gözükebilir. Şakak, kulak, burun bölgelerinde olmayan veyaçöküklük oluşturmayan kafatası kırıkları önemsizdir; yalnız, darbenin şiddetini belirtmeye yarar. Kapalı bir yarada, röntgen filmi çekilmeden, kafatasının kırık olup olmadığı söylenemez. Ancak, bilincini kaybetmiş bir hastanın, çözümlenecek diğer sorunları karşısında, kafatasının kırık olup olmaması zaten önemsizdir. Beyin yaraları, açık yaralarda çok belirlidir. Kapalı yaralarda da beyin çok şiddetle zedelenmiş olabilir. Bunun nedeni, beynin kafatası içinde hareket edebilmesi ve başın ani ileri-geri hızlı hareketlerinde, önce ileri itilmiş kafatasının, henüz kımıldamadan duran beyne çarpması ve bunu izleyen, ileri itilen beynin, şimdi hareketi yavaşlamış veya durmuş olan kafatasma çarpıp zedelenmesidir. Bu ikinci olayda, darbe alanının karşısına rastlayan beyin bölgesi zedelenmiş olur ve olaya “contre-coup”* adı verilir. Döndürücü kuvvetler, beyinde yırtıcı gerilmelere neden olup, önemli zedelenmelere yol açabilir. Bazen, özellikle kafatası kırıklarında, kafatasının iç yüzünü kaplayan zarların kan damarları yırtılıp kanayabilir. Atardamarlardan en sık zedeleneni, şakak bölgesinde, orta meningeal atardamardır ve bu damarın kanamasıyla, kafatası ve dura mater arasında bir kan birikimi (hematom) oluşur bkz. Dura-dışı Kanama. Yırtılan damarın bir toplardamar olması halinde, kanama, dura mater’in içinde olur ve bu kanamanın oluşturacağı şişkinlik oldukça yavaş oluşur, bkz. Subdural Hematom. Bu gibi kanama ve kan birikimleri, beyin üzerinde artan bir basınca neden olacağından, gittikçe kötüleşen baş ağrıları, sara krizleri, bilinç kaybı ve komaya yol açar ve durum cerrahi müdahale ile düzeltilmezse, sonuç ölümdür.
Tedavi: Yaralanmanın çeşidine göre değişir, fakat gözle görülen yaraların tedavisinden sonra, hastanın bir süre gözlem altında tutulması ve bir beyin kanamasının olup olmadığının saptanması gereklidir. Bu gözlem süresi 24 saattir. Yaralanma çok ağırsa, hastanın suni solunum cihazıyla desteklenmesi gereklidir ve bazı hallerde hasta, ancak bu cihaz çalıştığı sürece yaşar. (bkz. Ölüm). Birikmiş kan pıhtıları, cerrahi müdahale ile temizlenir ve bu ameliyatlar, genellikle başarılıdır. Baş yaralanmalarından sonra, sara krizlerinin veya post travmatik baş ağrılarının belirmesi olağandır, (bkz. Kompansasyon Sendromu). Baş yaralanması sonucu bilincini kaybetmiş hastada alınacak ilk önlem; nefes yollarının açık tutulmasıdır, bkz. Konküsyon.
Henüz yorum yapılmamış.