İyi Olmak Adına Pasifize Etmeyin

Her insan gelişimini kendi dengeleri içerisinde tamamlayarak büyür. Her birey yaşamında olan her şeyi olduğu gibi kabullendikçe, bizlerde kişilerin kendini ifade etmek için gösterdiği mücadeleyi takdir ettiğimiz sürece dengeleri korumuş oluruz. Aksini düşündüğümüzde kişide oluşan denge bozukluğu evrene yayılacağından çevresindeki kişilere de yansımaları kaçınılmazdır.

İnsan olmanın temelinde iyilik ve yardım etme duygusu vardır. Bir insan için “iyi” addedilmek toplumda saygınlığı ve sevgiyi de beraberinde getirir. Kimi insanlar sırf başkaları tarafından “iyi” denilmesini önemsediğinden biraz da abartarak kendilerini paralayabiliyor hatta saçlarını süpürge etmesi ya da kendini adaması bir anlamda kurban etmesi kendilerince olması gerekendir. Çünkü onların tek önemsediği başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğü daha da ilerisi ne dediğidir.

iyiliktaslariKendilerine sunulan hayatın farkında olmayarak sadece dış dünyadan aldıkları kendileri hakkında söylenen “iyi insan” sözleri, onların kendilerini iyi hissetmeleri için yeterlidir. Sonuçta bu dünyaya gözlerini yumduklarında arkalarından söylenecek bu iki kelime içindir çabaları.

Aslında tüm bu mücadele içinde düşünmeye fırsat bulamadıkları gibi iyi olma çabaları sırasında fark etmedikleri çok önemli bir şey var ki “iyi”nin karşıtı olan “kötü” dür. Yaşadığımız dünyada türlü zıtlıklara rağmen iyilik yaparken neyi amaçlarız? Amaç iyilik olduğu halde bize göre yaptığımız iyilik gerçekte de iyilik midir? Genelde insanların iyilik yapmaktaki amaçları farklıdır hatta bunu yaparken çoğunlukla bilincinde de değildirler.

En bilinen örnekle ailede anne-babaların yaptığı bir hatadır çocuklarını koruma amaçlı çocukları hakkında verdikleri kararlar. Bunu yaparken de kendi tecrübelerinin sonuçlarıyla kendilerince doğru olduğunu sandıkları düşünceleriyle çocuklarını engellemeye çalışırlar. Sormazlar onlara ne istediğini. Hiç kuşku yok ki anne-babalar sorumluluk duygusuyla en doğru kararı vererek bu şekilde davrandığını söyleyecektir. Oysaki çocuk dediğimiz birey adaylarının da kendilerini ifade etme hakkı vardır. Çocuklara kendini ifade etme şansı tanınmadığı sürece onlardan birey olması da beklenemez. Elbette bunun olumsuz sonuçları da ileriki yaşlarda görülecek ve anlaşılacaktır.

Kimi aileler de en iyisini hatta kusursuz olmasını isterler. Bu yönüyle bakıldığında her şeyi kontrol etme arzusuyla baskı uygularlar. Kimseye güvenmediklerinden başkalarının yapması gerekenleri de kendileri yaparlar. Bu da bir çeşit “ben iyiyim” egosudur. İkili ilişkilerde bu tavır ne kadar da yıpratıcıdır, daha da ileri düşünülürse kurban olan tarafın depresyona sürüklenmesi hatta alkol ya da diğer bağımlılık yapıcı maddelere yönelmesi kaçınılmaz olduğu durumlarla da karşılaşılabilir. Bu tür ilişkilerde gelişim gözlemlenemez.

Kimi insanlarda kendilerinden istenmediği halde yardım etme çabasındadır, kontrolsüz yardım etme girişiminde bulunabilir. Bu durumda kabul edip etmeme teredütü yaşarsınız, üstelik kendilerine borçlu olduğunuzu hissettirirler. Bu davranışı ile sizden sevginizi istiyordur. İyi görünmesi sevilme ihtiyacındandır.

Bilinmelidir ki dünyamızdaki her varlığın kendine has önemi ve değeri olduğu gibi her varlık aynı güce sahiptir. Ancak önemli olan her varlık ve birey bunun ne kadar farkındadır? Aslında bunun farkına varabilmek için öncelikle gelişimini tamamlaması gereklidir. Yardım etme girişimlerinin altında yatan kişinin kendi egolarıdır. Kişiler kendilerini önemli hissetme ihtiyacı ile egolarına hizmet ederler. İyi olmak, özünde; kendini özel hissetme ihtiyacıdır.

İyilik yaparken başkalarının gelişimlerinin engellenmemesi gereklidir. Birey olma imkanları ellerinden alınmamalı, baskı uygulanmamalı. Pasifize edildiklerinde kendilerini ifade gelişimini tamamlayamayacağından yaratıcılıklarını kendileri de bilemezler. Sırf kendini iyi hissetme egoları ile başkalarına iyilik mi edilir kötülük mü? Anlayabilmek için düşünmeye bir dakikanızı ayırmanız yeterlidir…

Oysaki iyilik kime, ne zaman, ne kadar yapılmalı? İstendiğinde yapılmalı, içtenlikle karşılık beklemeden yapılmalı, hatta ihtiyacı olanlara ihtiyaçları olduğu kadarıyla yapılmalı iyilik. Aksi takdirde iyilik, iyilik olmaktan çıkar zarar verir. Hayattaki deneyimlerdir gelişimimizi sağlayan en önemli faktörler. İyilik ya da kötülük kişiye göre değişir. Tüm insanlar kendi gelişim süreçlerinde edindikleri tecrübeleriyle belirler iyi ya da kötüyü. Yardım etme çabalarıyla karşı tarafın gelişim sürecini engellemek tüm dengeleri alt üst eder.

Aslında yardımların en büyüğü; kişileri kendi sorumlulukları ile başbaşa bırakmaktır…

PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git