Şizofreni
Şizofreni (duyguda yarıklık); Kişiliğin harabolması anlamında kullanılan bir terimdir. Hastanelerde yatan ruh hastalarının 1/4 şizofrenidir. Şizofreni 16 -30 yaşları arasında ortaya çıkar.
Özellikleri:
• Gerçekle ilişkilerini tamamen kesmişlerdir. Kurdukları düş dünyasında yaşarlar.
• Duygu ve davranışları arasında tutarsızlıklar vardır.
• Çevreyle ilişkilerini kesmişlerdir. Toplum kurallarını, ahlâk kurallarını umursamazlar. Bir köşede kendi içinde yaşar, içinden konuşur ve kendi içindeki konuşmaları dinler.
• Sakin ve ilgisizken aniden sinirlenip saldırgan davranışlar gösterir. Kısa bir süre sonra yeniden sakinleşir.
• Kişilik kaybı vardır. Kendini tanıyamaz, kim olduğunu bilemez. Kendisinin o olmadığını belirtir.
• Duygusal körlük vardır. Hiçbir duygusal tepki vermez. Ağlamaz, gülmez, sevinmez, heyecanlanmaz v.b
• İstenenin zıttı tepkiler gösterir, isteneni yapmaz, karşısındakini taklit edebilir.
• Hallisünasyon (sanrı) lar görür. Görsel, işitsel, koku, ses, dokunum hallisünasyonları gibi. Örneğin, senestetik sanrıda bacaklarının başından çıktığını görebilir.
• Hezeyanlar (sabuklama) görülür. Büyüklük hezeyanları, düşmanı olma hezeyanı, düşüncelerinin çalınması hezeyanı, gibi bunlara paralel fantaziler geliştirir.
• Organlarını kesme, intihar girişimleri görülür. Sık sık intihara başvurabilirler.
Şizofreninin çeşitli görünümleri vardır. Paranoid şizofreni de daha çok büyüklük hezeyanları gibi görünümler vardır. Katatonik şizofrenide taklit ve heykel duruşu ağırlık kazanır. Hebefrenik şizofrenide zıt tepkiler, kelime uydurma eğilimleri daha fazladır. Örneğin, hastaya ağla denildiği zaman gülmeye başlar, susması istendiğinde, sürekli ve anlamsız konuşmalar yapar. Kendince aniam verdiği kelimeler uydurabilir.
Şizofreni Tedavisi:
Şizofreni hastalığı çağımızda tedavi edilebilir bir akıl hastalığıdır; ancak burada önemli olan nokta hastalığın ilk ortaya çıktığı anda bir uzman hekime başvurmaktır. Son yapılan araştırmalar gösterdi ki şizofreni kalıtsal bir hastalıktan ziyade çevresel faktörlere dayanıyor. Yani bu tür hastaların çoğu özellikle çocukluk dönemlerinde cinsel taciz, terk edilme, şiddet gibi travmalar yaşamış. Bu yüzden hastalık psikoterapi ve sosyal terapi yöntemiyle büyük oranda tedavi edilebilmekte hatta hasta bir yaşam boyu ilaç kullanmadan hayatını sürdürebilmektedir.
Henüz yorum yapılmamış.