KARPAL TÜNEL SENDROMU
Önkoldan ele gelen medyan adlı sinir, el bileği eklemini kol iç yüzünde çaprazlar: Burada, bilek kemikleriyle, üstlerinde uzanan bağ arasındaki “karpal tünel” den geçer. Bazı durumlarda, bu tünelden geçtiği yerde, sinir tahriş olabilir ya da basınç altında kalabilir. Nedeni: Artrit, eski kırık, gebelik, akromegali (bkz.), miksödem’dir (bkz.)-Belirtileri: işaret ve orta parmakların ucunda uyuşma, bilek ve kolda ağrı ve bunları izleyen, başparmağın kas za-yıflığıyla ucunun dış bölümünün erimesidir.
Teşhis: Bu durum, boyundaki sinir köklerine olan basınç sonuçlarından ayrılmalıdır.
Tedavi: Geçici iyileşme sağlamak amacıyla, bilekteki enine bağın altına, yerel hidrokortizon zerkleri yapılır. Bundan sonra, cerrahî olarak, enine bağ kesilir. Ameliyat güç değildir ve sonuçları başarılıdır.
KAS. İnsan vücudunda, yapı ve çalışma yönünden farklı olan üç tip kas vardır: Çizgili kas (istemli hareket edebilen kaslar) düz kas (istemsiz hareket eden, barsak, idrar torbası, büyük kan damarları duvarları kasları) ve kalp kası.
Çizgili kasın, mikroskop altında, gevşek bağdokusuyla bir arada tutulan çok sayıda kas lifinden oluştuğu görülür. Kasın tümünü, yine gevşek bağdokusu sarar. Kas lifleri ise, yarı sıvı bir madde içinde bulunan ve ince bir kılıfla çevrelenmiş lifçiklerden oluşmuştur. Fibrille-rin, almaşlı olarak sıralanmış, koyu ve açık renk bandlar halinde olduğu görülür (çizgili kas adı, bu görünümden ötürü verilmiştir). Kasın her iki ucu, bir kemiğe yapışıktır ve kasılmayla iki uç birbirine yaklaşarak, kasını yaptığı organda fleksiyon (içe bükülme) ya da ek-tansiyon (dışa bükülme) görülür. Kas kasılmasına neden olan olay oldukça karmaşık birkaç kimyasal reaksiyondan ileri gitmez. Dinlenmede olan bir kas, hafif kasılma halindedir. Bütün kasılmalar dışarı ısı verdiklerinden, vücudun durum ve tonusunun korunması sayesinde, vücut ısısının büyük bölümüyle birlikte, çabuk hareket edebilme yeteneği doğmaktadır.
Düz kasa, sindirim, solunum sistemleri deride rastlanır (deride “tüylerin diken diken olması” bu kaslar sayesindedir).
Kalp kası, kısmen çizgili olmakla beraber, istemli hareket etmediği ve devamlı, düzenli bir çalışma halinde olduğundan, çizgili kastan farklıdır.
Düz ve çizgili kasların, sinirleri farklı kaynaklıdır. Çizgili kaslara, motor ve duygu sinirleri gelir; çizgisiz kasların sinirleri ise, otonom sinir sistemine bağlıdır (bkz- Sinir Sistemi). Basınç ya da gerilme, aşırı olduğu zaman, hastada ağrı duyusunu uyardığı halde, kesme işlemi kaslarda hiçbir duygu uyandırmaz. Bu nedenle, karın duvarı derisi uyuşturulduktan sonra, anestezik madde vermeksizin iç organların ameliyatlarını yapmak mümkündür.
Kasın, daha az hareketli olan kemiğe yapıştığı yere, .kasın doğduğu yer; fazla hareket eden kemiğe yapıştığı yere ise, kasın yapışma yeri adı verilir: Buna göre, omuzun üstündeki deltoid kas, köprücük kemiğiyle, kürek kemiğinden doğar ve humerus’a yapışır.
Yaptığımız <her hareket bir kas çalışmasının sonucudur. Göz kırpmamızdan, bir topa vuruşumuza kadar bütün hareketlerde kaslar faaliyettedir. İç organlarımızın faaliyetlerinin (genellikle fark edilmez) çoğu da kaslar tarafından kontrol edilir. Hareketlerimizi ve iç organlarımızın faaliyetlerini sağlayan birbirinden oldukça farklı bu iki tür kasa istemli kaslar denir.
İstemli kaslar
İstemli kaslar, doğrudan kontrolümüz altındadır ve bütün günlük faaliyetlerimizi yürütmekten sorumludur. Etimizin çoğunu ve ağırlığımızın yarısını bu kaslar oluşturur. Mikroskopla incelendiğinde, istemli kasların ‘birbirine paralel ince tel (iplik) kümelerinden meydana geldiği görülür. Bu tellerin her biri sinir sisteminden uygun bir uyartı aldığında kasılabi-lir. İstemli kaslar genellikle sağlam ip gibi bir kirişe bağlıdır. Bu kirişler de kemiğe sabit bir biçimde bağlıdır. Kas kasılınca kirişi çeker ve kemiği ekseni etrafında büker.
Kasların çoğu çifttir. Biri bükülme yapınca, öteki daha sonra düzeltme hareketini sağlar ve kemiği eski durumuna getirir. Bazen bir kas, başka tür dokuları hareket ettirir. Örneğin, yüz kaslarının bir ucu kafatası kemiğine, öteki ucu da derinin hemen altındaki dokulara bağlıdır. Gülme, sıkıntı, üzüntü ve kızgınlık gibi davranışlarımızda bu kasların hareketi yüzümüzün görünümünde değişmelere yol açar.
İstemli kasların gelişmesi büyük ölçüde o kasların kullanılma ölçüsüne bağlıdır. “Kas geliştirme” egzersizleriyle kas dokularının isteklere daha uygun hareketleri sağlanabilir. Çalıştırılmayan kaslarda ise hareket yeteneği azalır. Bunu kırık bir ‘kol ya da bacağın çok uzun süre alçıda kalmasıyla da görürüz. Kullanılmayan kas dokularının küçüldüğünü ve yok olduğunu felçli insanlarda açık olarak fark edebiliriz.
İstemsiz kaslar
İstemsiz kaslar, vücudumuzu kontrol eden sistemi çalıştırırlar. Kalbin yapısı büyük ölçüde, hayat boyunca düzenli olarak durmadan kasılıp gevşeyen özel türdeki istemsiz kaslardan oluşmuştur. Bu düzenli kalp vuruşları da geniş ölçüde otomatiktir, kalp ameliyatla sinir sisteminden koparılsa’ bile, kalp atışları devam eder. Kalbin hızı ve kasılma ölçüsü ise sinir sistemi ve kanda dolaşan hormonlar tarafından kontrol edilir. Bunlar zor koşullarda kalbi daha çok çalıştırırlar.
Bir başka istemsiz kas türü de, ince-barsak çeperlerinde görülür. Bunlar, pe-ristaltik denilen yukardan aşağı halka ve helezon biçimindeki kasılmaları oluş- turarak besinleri barsak içinde ileri sürerler. Atardamar çeperlerinde ve idrar kesesinde de istemsiz kaslar vardır.
Kasların beslenmesi
Kasların kasılmaları için enerjiye gereksinmeleri vardır. Bunu da kandaki glikozdan sağlarlar. Kasların aşırı çalışmalarından sonra çıkan artık maddeler kas-dokusu içinde laktik asit biçiminde birikirler ve kasın verimini azaltarak yorgunluğa yol açarlar. Laktik asiti sistemden çıkarmak için fazla oksijen gerekir. Bu nedenle yorgunluk anında çok daha derin soluruz. Vücut faaliyetlerini gerçekleştirmek için sürekli çalışan kasların fazla miktarda besin ve oksijene gereksinmesi vardır; bu nedenle bol kanla beslenirler.
Kas tonusu
Normal olarak kaslar hafif kasılmış haldedir. Buna “kas tonusu” denir. Kas tonusu, kolları, bacakları ve iç organları bulunmakta oldukları göreli yerlerinde tutar. Kasların ve organların yerini belirleyen bu durum, sinir uçlarının fark edilmeyen iletileriyle otomatik olarak gerçekleşir.
Vücudumuzun iyi bir duruştayken bütün istemli kaslar hafif kasılmıştır; hiçbirinin kasılması ne çok aşırı ne de çok düşüktür. Duruşumuz kötü olduğu zaman ya da kendimizi bıraktığımız zaman, sırtımızın altındaki kaslar aşırı gerilir ve sırt ağrısına yol açar. Aynı zamanda, omurga ve omuzlar öne eğik olduğu için karın organları sıkışır ve solunumun verimini azaltır; bazen de sindirim bozukluklarına neden olur.
KAS ATROFİSİ, -İlerleyici- (Progressif muskuler atrofi). Motor nöronların bir hastalığıdır.
Nedeni: Bilinmemektedir. Erkeklerde daha fazla görülür ve genellikle, ileri orta yaş hastalığıdır.
Belirtileri: El hareketlerinde kabalık ve zayıflık, bunu izleyen elleri “pençe eli” şekline sokabilecek derecede, el kasları erimesidir. Zamanla, kol ve omuz kasları, bazen de bacak kasları, aynı durumu gösterir.
Tedavi: Henüz etkili bir tedavi bilinmemektedir.
Bir önceki yorumumda “Uygulanan hastalarda yaklaşık 3-3,5 senedir şikayetler tekrarlamıştır” ifadesinde yazım hatası olmuştur. Doğrusu “Uygulanan hastalarda yaklaşık 3-3,5 senedir şikayetler tekrarlamamıştır” olacaktır.
Son yıllarda Carpal Tunnel tedavisinde bir çeşit elektrik stimulasyon yöntemi olan Ph……………..cerrahi müdahaleye gerek kalmaksızın kesin tedavi şansı sunmaktadır. Elektrik akımlarının etkisi ile vücudun kendi tamir mekanizmaları harekete geçirilerek sonuç alınmaktadır. Uygulanan hastalarda yaklaşık 3-3,5 senedir şikayetler tekrarlamıştır. Daha fazla bilgi almak isteyenler s………@ gmai l. com adresine mail atabilirler. Sağlıklı günler dilerim.