Fanus Çocukları

Anneler arasında çok fazla kullanılan bir ifadedir.. “fanus çocukları”…
Nedir bunun anlamı tam olarak ?
Neyi ifade etmek istiyoruz…?

Elbette her anne çocuğunu korumak, kollamak ister. Ona zarar gelmesine izin vermez, en azından bunu engellemek için çabalar.
Hemen her kadın -artık- daha anne olmadan, hamilelik evresinde çocuk bakımı ve eğitimi hakkında okumaya ve bilgi edinmeye başlıyor.
Kimimiz bunu çok abartsak ve bilgilerin içinde boğulsak bile….!

Annelik elbetteki titiz olunması gereken bir konu. Bu görevi en iyi şekilde yapmak hepimizin isteği.
Peki hiç düşündünüz mü.. Acaba faydalı olalım derken zarar verdiğimiz noktalar olabilir mi…?
Bazen hem bebeğimizi hem kendimizi haddinden fazla hırpalıyor olabilir miyiz…?

İşte “fanus çocukları” derken bahsettiğimiz de tam olarak bu.
Gereğinden fazla, hatta çok çok fazla titiz davranarak, çocukların aşırı korumacı bir biçimde yetiştirilmesi yanlışı….!

İlk bebeklik denilen andan itibaren çok fazla steril, çok sessiz, çok izole ortamlarda olmaya alıştırılan çocuklar hayatın içine girdikçe, sık hastalanma, huzursuzluk ve hırçınlık gibi sorunlarla karşılaşıyorlar.
Anneleri ile yalnız olmaya, sadece onların pişirdikleri yemekleri yemeye o kadar çok alışıyorlar ki, aksini yadırgıyorlar.
Örneğin, bebekliğinden beri kendi yatağında uyumaya alıştırılmış, sessizlik içinde uykuya geçmiş bir bebek ile tatile gittiğinizi düşünün…
Çokta eğlenceli olmayacaktır…!

Çocukların her zaman bizimle beraber olmayacaklarını hesaba katmayı unutuyoruz sanırım. Okul çağına gelipte, bizden ayrılmaya direnen, okuldaki yemekleri yemekte zorlanan, steril yetiştirildiği için, en ufak mikroba bile direnci olmayan çocukları bir düşünün. Ve bir de bunun halen farkında olmayan anneleri….!

Bunun bir de anne ile ilgili olan olumsuz etkileri var elbette. Biraz da bunlardan bahsedelim.
Taze anne bebeğini kimse ile paylaşmak istemez, eşinden bile sakınır. Ona o kadar iyi bakıyordur ki, başka biri ne bunu becerebilir, ne de hakkı vardır…!
Kadınların çoğuna annelik ile beraber “kontrolcülük” te gelir. Çocuklarının hayatına maksimum derecede hakim oldukları için, bunun hep böyle devam edeceğine inanırlar.
Zaman geçtikçe bu eğlenceli durum biraz değişir. Bununla beraber özgürlüklerinin hem fiziksel, hem de beynen kısıtlandığını fark ederler… ve başlarlar “nerede yanlış yaptım ?” diye düşünmeye….
Netice genelde, aslında başlardan beri kendilerinin sorumluluk vermedikleri kocalarına, “biraz sorumluluk alsan…!” , “bu çocuk sadece benim çocuğum mu…?” gibi ifadeler kullanarak azarlamakta bulurlar.
Eee…! Ne oldu ….?
Hani her şeyi ile biz ilgilenmek istiyorduk…?

Arkadaşlar…
Çocuklarımızı elbette seviyoruz… çok seviyoruz hem de..
Ama unutmamamız gereken bir nokta var …
Onlar kendi başlarına birer birey ve sonsuza kadar evde dizimizin dibinde oturacak, bizim pişirdiğimiz yemeği yiyecek, yere düşen şeyi ağzına sokmayacak, hasta birisi ile yanyana gelmeyecek, hırkası birisi tarafından tutularak giyinemeyecek, ağzına beslenmeden doyamayacak değiller…!
Daha anne olmamış, yakında olacaklara bir tavsiye..
Sizin bebeğinize nazaran daha eski bir yaşanmışlığınız var, onun temel ihtiyaçlarını mutlaka göz önünde bulundurarak…! Sizin ve eşinizin hayatına uyum sağlamasına yardımcı olmalısınız…
Bu şekilde hem anne, hem eş, hem sosyal bir birey olabilirsiniz…
Kolay gelsin… hepinize….!

Papatya Somer

PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git