Ev Hayvanları – Köpekler ve Kediler

Genellikle, küçük çocukları olan bir aile için, küçük ya da orta büyüklükte, sözgelimi in­giliz cocker spanyölü gibi bir köpek, en uygun seçimdir. Bunlar büyük köpekler kadar ürkü­tücü değillerdir; beslenmeleri daha az mas­raflıdır; ayrıca, genellikle ortalığa, temizlen­mesi gerekecek daha az kaka-çiş yaparlar. Yavru bir köpek almak istiyorsanız, her­hangi bir yavruyu alıp gitmeden önce, bütün yavrularla bir saat kadar geçirmeniz iyi olur: Aralarından birinin daha canlı olduğunu ve sizinle öbürlerinden daha çok ilgilendiğini göreceksiniz.
KÖPEĞİNİZİN GEREKSİNMELERİ
Bir yavru köpeği eve alıştırmak, belirli bir süre ister ve onu “temizlik” konusunda eğitirken, oldukça sıkıntı çekeceğinizi bilmeniz gerekir. Üstelik, bebeğinizin ya da küçük çocuğunu­zun köpeğin kakasını-çişini yaptığı yerden uzak durmasını öğrenmesi de zaman alacağı için, karşınıza bir sağlık sorunu da çıkacaktır. Zaten bir köpeğiniz varken doğum yaptıy­sanız, bebeğinizle hastaneden eve döndükten sonra, bazı sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Bü­tün köpeklerde güçlü bir “kendilerine ait böl­ge” duygusu vardır; ayrıca, tümü sahiplerine son derece bağlıdırlar. Bu yüzden, köpeğini­zin, bebeğiniz yüzünden kendisiyle ilgilenilmediği, dışlandığı duygusuna kapılmamasına dik­kat etmeniz gerekir. Çünkü bu, ciddi bir so­runa dönüşebilir. En iyisi, bebeğinizi dünyaya getirmeden önce, eşinizle köpeğinizin gerek­sinmelerini konuşmanız, bebeğiniz bütün vak­tinizi alacağından ve sizi özellikle ilk hafta­larda çok yorgun düşüreceğinden, köpeğinize görmeye alıştığı ve gerçekten de gereksinme duyduğu özeni göstermeyi büyük ölçüde üst­lenmeye hazır olup olmadığını ona sormanızdır. Unutmayın, ne kadar küçük, neşeyle dört bir yana koşuşturuyor olsa da, bir köpeğin, tıpkı bebekler gibi, eğitilmesi gerekir. “Gir, çık, otur, yerine git” gibi buyrukları öğren­meli ve yerine getirmelidir. Bu da oldukça uzun süre ister ve zahmetli olabilir. Genel olarak söylemek gerekirse, evde zaten bir köpeğiniz yoksa, bebeğiniz küçük yaştayken, başka cins bir hayvan aramanız herhalde daha iyi olur. Eve küçük bir yavru köpek almak için, çocuğunuzun dört-beş yaş­larına gelmesini bekleyin. 0 yaşa gelince, kö­pekle nasıl uğraşılması gerektiğini daha çabuk küçük ve düşüncesiz bir ele bir iki tırmık ata­bilir; ama çoğunlukla, ev kedileri, bebek ya da küçük çocuk rahatsız edince, öfke tepkisi göstermek yerine, koşup uzaklaşmayı yeğler­ler.
kopekPek çok kişi, kedilerin insana pek sokul­mayan, soğuk ve nedense nankör (!) hayvan­lar olduklarına inanır. Oysa bu nitelendir­meler, evcil kediler için hiç de doğru değildir. Bir yavru kediye gereken özeni gösterir, gerektiği gibi besler, sık sik kucağınıza alıp sırtını okşar, gırtlağını, kulaklarını kaşır, hafif hafif poposuna vurarak severseniz, zaman içinde sevgi dolu, sık sık kendiliğinden ku­cağınıza atlayan yetişkin bir kediye dönü­şeceğini görürsünüz.
Böyle yetişmiş kediler, bebeğiniz ya da kü­çük çocuğunuz için çok büyük bir keyif kay­nağı olacaktır. Bir pingpong topunu yuvar­layarak arkasından sıçrayan kediyi seyretmek ya da kedinin peşinden kovalayacağı bir ipliği çekmek, onu dakikalarca eğlendirecektir
Evdeki kedinizin bebeğe sıcak bir dost gibi davranmasını sağlamak, doğumdan sonra be­beğinizle hastaneden eve geldiğinizde, insan­lardan uzak kendi dünyasına çekilmesini ön­lemek, size bağlıdır. Buna karşılık, kediniz yoksa ve bebeğiniz 1-2 yaşına geldikten son­ra ona bir kedi yavrusu almak istiyorsanız, çocuğunuzun bazen çok rahatsız edici ola­bilecek ilgisini kabul edecek biçimde olgunlaş­masını sağlamak için, oldukça uzun bir süre çaba harcamanız gerekeceğini unutmamanız gerekir. Yavruyu pek fazla ilgilenmeden kendi başına büyümeye bırakmanız da bir yoldur kuşkusuz; ama böyle başına buyruk bir ev hayvanından, çocuğunuz pek fazla keyif ala­mayacaktır. Köpeklerde olduğu gibi, sözgelimi güzel bir Ankara kedisinden, çok zeki bir Siyam kedisi­ne ve her gün karşılaştığınız sokak kedilerine kadar, pek çok kedi ırkı vardır ve sıradan bir sokak kedisi yavrusu evde gereken ilgi gösterilerek büyütülürse, en pahalı ırktan bir ke­diden farksız keyif sağlar.
Evde beslenecek hayvan olarak, kedi ve köpek tek seçenekler değildir; ama hareketli, sadık arkadaş zevkini en çok onlar verdikleri için, pek çok aile, kedi ya da köpek beslerler. Oysa, özellikle bebeklerin, başka yaratıkların yalnızca hareketlerinden ve seslerinden keyif alabildiklerini düşünürseniz, küçüğünüz için ev hayvanı seçerken, yelpazenizi genişletebi­lirsiniz.

RENGÂRENK “HAREKETLER”
Eviniz küçükse, kuşları da seviyorsanız, bir muhabbetkuşunun ya da kanaryanın, çok küçük bir bebeğin bile hoşuna gideceğini bilin. Unutmayın ki, kuşun yalnızca görünüşü bile bebeğinizi heyecanlandırıp, eğlendirebilir: Ka­feste yaşamak için yetiştirilen bu kuşlardan bazıları, çok parlak renkli ve çok hareket­lidirler; kafes içinde cıvıldayarak oradan oraya sıçrayışları, bebeğe büyük bir keyif verir. Kuşunuzu geniş bir kafese koyun; kafesin içinde ayna, küçük salıncaklar, basamaklı merdivenler olsun. Kafesi, bebeğinizin kuşu görebileceği ve işitebileceği bir yere asın. Balıklar da renkli ve seyredilmesi zevk ve­ren hayvanlardır. Küçük bir akvaryum, hattâ geleneksel kırmızı balık kavanozu, bebeğinize balığı seyretme, renk ve hareketlerinden ke­yif duyma olanağını sağlayacaktır. Ev hay­vanları satan dükkânlarda, olağanüstü renk ve biçimlerde, balıklar satılmaktadır. Bunlar, özellikle küçük dairelerde oturan aileler için, ideal ev hayvanlarıdır.
ÇOCUĞUNUZUN İLK HAYVANLARI:
kediÇocuğunuz, yürüyen ve konuşan bir insan olmak yolunda ilerlediği üçüncü yaş gününe yaklaştığı sırada, o güne kadar evde herhangi bir hayvan beslemediyseniz, tavşan, hamster, kobay gibi hayvanlar, hayvan beslemeyi öğ­renmek konusunda en iyi başlangıcı oluştu­rurlar. Küçük çocuklar için ev hayvanı olarak en büyük üstünlükleri, bakımlarının çok fazla zaman alıcı olmaması ve küçük bir hayvan ka­fesinde ya da kuş kafesinde, güvenli biçimde tutulabilmeîeridir. Üstelik bu hayvanlarla, çocuğunuzun yeni alınmış bir köpekle ya da ke­diyle başbaşa bir aradayken gerçekten gü­vende olup olmadığı konusundaki kaygıyı da duymazsınız. Bu hayvanlar için kolayca bir “bakım prog­ramı” geliştirebilirsiniz; çocuğunuz da bu programı kısa sürede öğrenerek, katılmak ve uygulamaktan zevk duyacaktır. Program ba­sittir: Hayvanlar her gün aynı saatte beslenir; ortalıkta sıçrayıp koşuşmaya bıraktığınız oyun zamanları belirlenir; aynı biçimde, kafesleri­nin temizlenmesi de düzenli aralıklarla yapılır. Küçüğünüz tavşanların peşinden koşuşturaca­ğı ya da onları minicik kucağına alacağı saat­lerden büyük keyif almasının yanı sıra, kafes­lerinin içindeki hareketlerini, kafeslerine yer­leştireceğiniz tekerlekler ve tünellerle oyna­malarını seyretmekten de çok hoşlanacaktır. Çocuğunuz bakım programına yardım et­mekten de büyük zevk duyacak, hayvanın bakımı ve sorumluluğu konusundaki temel kuralları kısa sürede benimseyecek, böylece bakımı biraz daha güç olan kendi köpeğine ve kedisine “sahip olacağı” büyük güne doğru, önemli bir adım atmış olacaktır.
BAKIM VE SAĞLIK KORUMA:
Hangi ev hayvanını seçerseniz seçin, ne tür sağlık koruma önlemleri almanız gerektiğini, eksiksiz biçimde öğrenmeniz gerekir. İnsan­lara hayvanlardan bulaşan hastalıklar vardır ve gerek çocuğunuzu, gerek kendinizi ve eşi­nizi bu hastalıklardan koruyabilmek için. hay­vanlarınızı temiz tutmanız son derece önemli­dir. Köpek dışkıları evin herhangi bir yerine yapılmışsa temizlenmeli ve naylon torbalara sarılarak çöpe atılmalı, sonra da yapıldıkları yer, mikroptan arındırılmış sıvıya batırılmış bir bezle iyice silinmelidir. Kediler, yapıları gereği, köpeklerden daha temiz hayvanlardır; ama evde içinde kakasını-çişini yapacağı içi kum ya da toprak dolu bir kap bulunduruyorsanız, bu kabın düzenli ara­lıklarla temizlenmesi, sık sık kumunun ya da toprağının değiştirilmesi, özellikle de, çocu­ğunuzun bundan uzak durmayı öğrenmesi gerekir. Tavşan kutusu, kobay kafesi, kuş ka­fesi, hayvanların rahatı için olduğu kadar, ai­lenizin sağlığı için de, düzenli olarak temizlen­meli ve havalandırmalıdır. Hayvanların ma­ma kapları boşalır boşalmaz temizlenmeli ve ailenin bulaşık kaplarından ayrı yıkanmalıdır. Bu arada, hayvanınızın su kabında hep gerekli miktarda su bulunmasına dikkat edin ve susa­mış ya da meraklı bir hayvanın araştırma yapmaya kalkışması olasılığına karşı, tuvaleti­nizin klozet kapağını hep kapalı tutun. Kedi, köpek gibi ev hayvanlarının, düzenli aralıklarla fırçalanmaları, taranmaları, son de­rece önemlidir; pirelerin ortalığa yayılma­sından sakınmak için, fırça ve tarakları titiz­likle temiz tutun; ayrıca köpeklerin, belirli aralıklarla yıkanmaları (neyse ki çoğu bundan hoşlanır) gerekir. Hangi hayvanı ya da kuşu seçmiş olursanız olun, alır almaz sağlık dene­timinden geçirmesi için hemen veterinere gö­türün. Ondan, hayvanın hangi aşıları ve iğne­leri olması gerektiğini -gerekiyorsa- ve genel bakımıyla ilgili bilgileri öğrenin. Kedi ya da köpek beslemeyi seçtiyseniz, veterinerinizin söyleyeceği aşıları zamanı geldikçe yaptırın.
SEVME DERSLERİ:
Her çocuk ev hayvanlarını sever ve anne-babasını izleyerek ev hayvanlarının bakım, şefkat, hattâ beslenmeleri bakımından, insan­lara bağımlı olduklarını öğrenir. Evde bir hay­van beslemek kuşkusuz biraz vaktinizi alır ve size ek bir iş çıkarır; ama öncelikle çocuğu­nuza, daha genel olarak da ailenize vereceği haz. bu zahmetinize değer. Bir çocuk ile bir köpek arasındaki arkadaşlığın neredeyse ken­diliğinden bir biçimde gelişerek, kopmaz bir bağa dönüştüğünü izlemek, son derece etki­leyicidir. Çocuğunuz büyüdükçe, evdeki hayvandan duyduğu keyfin yanı sıra. yaşamla ilgili pek çok şeyi -acıkma, susama kavramlarından, cinsellik kavramına kadar- onun dünyasından öğrenecektir. Ayrıca ev hayvanları, aile yaşa­mının pek çok yanına sevgi ve neşe katma­larının yanı sıra, çocukları, gelecekte aile dı­şındaki insanlarla kuracakları ilişki ve sorum­luluklara da hazırlarlar.
PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git