Akıl Hastalığı
AKIL NEDİR?
İnsanın bir bütünlük içinde düşünme, anlama ve karar verme, tedbir alma kabiliyeti. İnsanlar akıl vasıtasıyla, her türlü hadiseyi ve cismi, kısacası bütün yaratılmışlar alemini, özellikleri ve aralarındaki irtibatları bakımından, bir bütün halinde anlar, yorumlar ve netice çıkarır.İlim adamları, tecrübe ederek, düşünerek karar verirler; hükümler, neticeler ve kanunlar ortaya koyarlar. İnsan günlük hayatında ölçüp biçerek, tartarak, ince eleyip sık dokuyarak karar verir. İşte insanın bu şekilde belli bir noktadan hareketle, karar vermesi haline “akıl yürütme” (istidlal) denir. Akıl yürütme iki hükümden yeni bir hüküm çıkarmadır.
Üç türlü akıl yürütme tarzı vardır :
- 1. Tümdengelim (Dedüksiyon),
- 2. Tümevarım (İndüksiyon),
- 3. Analoji.
1. Tümdengelim: Bütünü ilgilendiren hükümlerden özel hükümler çıkarmadır. Mesela, “Bütün insanlar ölümlüdür, Ahmed de bir insandır, o halde Ahmed’de ölümlüdür” gibi.
2. Tümevarım: Özel hükümlerden genel hükümler çıkarmadır.
Mesela, çevremizde hayırsever insanların aynı zamanda inançlı kimseler olduklarını görüyoruz ve buradan şu hükme varıyoruz : İnançlı insanlar hayırseverdir. Bu bir tümevarım yoluyla verilmiş hükümdür.
3. Analoji: Bilinen benzerlerden bilinmeyenler hakkında hüküm verilmesi yoludur. Mesela, dünyamızda hayatın atmosferle, yani hidrojen, oksijen, karbondioksit gibi gazların varlığı ile alakalı olduğunu biliyoruz. Bize “ayda da hayat var mıdır?” diye sorduklarında, “orada da atmosfer varsa, hayat vardır” şeklindeki cevabımız bir analojidir.Ancak bu akıl yürütme yollarıyla varılan hükümler her zaman doğru olmayabilir.
AKIL HASTALIĞI NEDİR:
Düşünme, karar verme, anlama ve tedbir alma kabiliyetlerindeki eksiklik. Hukukta, ferdin hukukî ehliyetine tesir eden ruhi bozukluklara akıl hastalığı denir. Aklın bütün kaabiliyetlerinin kaybolması akıl hastalığı belirtisi olduğu gibi sadece belli bazı akıl kabiliyetlerinden mahrumiyet de akıl hastalığı belirtisidir. Halk arasında akıl hastalarına “deli” denir. Akıl hastalığı ile ilgili tıp dalına psikiyatri, ruh hastalıkları, akıl hastalıkları adlan verilir.
Akıl hastalıklarının sebepleri üç grupta toplanabilir :
1. Beyin yapısını değiştiren hastalık, zehirlenme, kaza, içki ve frengi gibi dış sebepler.
2. Hayatın zorlukları, baskılar, aklı ve ruhu sarsan iç sebepler.
3. Gebelik, doğum gibi beden değişiklikleri yapan fizyolojik (bedenî) sebepler.
Hangi sebeple olursa olsun ortaya çıkan hastalıklar iki grupta toplanılabilir.
1. Nevrozlar : Hastalık daha hafiftir ve hasta hastalığının farkındadır (Sıkıntı, korku, saplantı, histeri, hipokandri, psikasteni gibi).
2. Psikozlar : Hastalık daha ağırdır ve hasta kendini normal zanneder (mani, melankoli, manyakodepresiflik, şizofreni, yaşlılık bunaması, paranoya gibi). Ayrıca psikopatiler, karakter hastalıkları, psikosomatik hastalıkları, ruh gerilikleri gibi gruplandırmalar da yapılmaktadır.
Akıl hastalığı, kelimenin genel anlamında hastalık olmayıp, kişinin kalıtımı, çevresi ve geçirdiği ağır hastalıkların etkisinde, çeşitli şekillerde sosyal uyum bozuklukları göstermesi halidir. Delilik adı verilen hal, tıbbi olduğu kadar, hukuki ve çevresel bir durum da gösterir. Örneğin, bir Avustralya yerlisinin, kendine uzaktan bir kemik uzatan komşusunu, kendini öldürmeye yeltenmekle suçlaması, o çevre inanışlarına göre normaldir. Aynı şekilde, akıl hastalığı, sosyal ve kültürel bir anlam da taşır. Örneğin, II. Dünya Savaşı sırasında, Güney Afrikalı basit bir köylü çocuğu, çölde otururken, Tanrı’nın kendisine, adıyla seslendiğini duyduğunu anlattığı zaman, başvurduğu hastane hekimleri, kendisine deli gözüyle bakmışlar; geleneksel halk inançlarına dayanan ve bitkisel ilaçlar kullanan bir doktor ise, aynı çocuğu tamamen normal bulmuştur. Buna rağmen, psikotik veya deli diye adlandırılan inanışların ve düşünce biçiminin tekdüzelik dışında olduğu, birbirini tutmadığı görülür.
Akıl hastalıklarının en alışılagelmiş sınıflandırılma şekli şöyledir:
1. Organik psikozlar: Bunların nedenleri, akut ateşli hastalıklarda —buradaki durum “delirium” diye adlandırılır— mikrop zehirleri, beyin enfeksiyonları (örneğin, frenginin bir evresi olan genel paralizi), alkol, karbon monoksit, kurşun vb. zehirlenmeleri, aterosklerozda olduğu gibi, beyin atardamarları hastalıkları, ihtiyarlık ve erken ihtiyarlamaya bağlı beyin dokusu değişiklikleridir. Bu durumun tipik belirtileri, zaman, yer, kişi kavramlarının bozulması, yakın olayları hatırlayamamak, kuruntu, hayal dünyasında yaşama ve duyguları kontrol edememektir, bkz. Korsakow Sendromu.
2. Fonksiyonel psikozlar: Burada hiçbir belirli organik bulgu yoktur. Bu tipin de şu şekilleri sayılabilir:
a) Manik-depressif psikoz: Neşelenme veya hüzün (depresyon) halleri hastada, tek başına veya birbirini izlercesine hakim olur.
b) Envolüsyonel melankoli denen ve yaş döneminde beliren depresyon hali.
c) Şizofreni: Bu hal çok değişik belirtiler gösterir. Çoğunlukla, hayâl görme, anlamsız davranış şekilleri ve genel bir zihinsel kötüleşme hali görülür ki, bazen tam bir bunamayla sonuçlanabilir. Kuruntular, organik psikozlarda olduğu gibi, genellikle görmeden fazla, işitme kuruntusu şeklindedir. Parafreni, paranoia (perseküsyon manisi) ileri yaşlarda beliren şizofreni tipleri olup, bu türlerde zihinsel bozukluk daha azdır ve hayaller,çok gençlerde belirebilen erken bunamada olduğundan daha anlamlıdır.
3. Psikopatik kişilik: Bu bir hastalık değil, bir kişilik bozukluğudur. Bu tip kişilerin, kendilerinden çok topluma zararı olur. Genellikle anormal derecede kavgacı, cinsi sapık, yetersiz ya da aşırı zeki, ilaç düşkünü olan bu tür kişilere bu ad verilir.
4. Nörozlar: Bu tür akıl hastalığı da üç gruba ayrılır:
a) Anksiete (endişe) nörozu: Burada, anksiete (endişe hali) ve buna bağlı organik belirtiler tabloya hakimdir,
b) Histeri, herhangi bir hastalığı taklit eder.
c) Obsesyon (sabit fikir) nörozu: Obsesyonlar (belirli bir şekilde davranmak, konuşmak veya düşünmek zorunluğunun duyulması) hakimdir.
Nörotik ile psikotik arasındaki fark, nörotik kişinin anomalisini bilmesi, psikotik kişininse bunu bilmemesidir. Nörotikler, kendileri doktora başvurur, psikotikler doktora götürülür veya başka bir nedenle doktor arar. Örneğin, böyle bir hasta, kendine düşman saydığı sütçünün sattığı zehirli sütlerden ötürü midesinde rahatsızlık duyduğunu anlatarak doktora başvurmaktadır. Nörotik hastanın kavrama yeteneği vardır, psikotik hastanın ise kavrama yeteneği yoktur.
Tedavi:
Psikoz ve nörozlarm son yıllarda tedavi şekilleri çok yenilenmiş; yeni ilaçların bulunuşu, yeni fizik tedavi yöntemlerinin uygulanması, Freud’den bu yana, akıl hastalığına bakış yöntemiyle, tedavi daha etkili olabilmiştir. Bu tedavide en önemli faktör, doktor ve yardımcılarının, eskisi gibi, bir gardiyan anlayışıyla, hastaya teşhisi koyup, hastaneye kapatmak yerine, tedavide daha iyimser görüşler ve hastalarına karşı anlayış ve hoşgörü havası içinde, aktif iyileştirme çabaları göstermeleridir.. Burada psikotrop diye adlandırılan çeşitli ilaçların da önemli faydalan vardır, bkz. Psikanaliz.
neden yorumları siteden siliyosunuz ama ben ACI GERÇEKLER den bahsediyorum size ben götümle gülüyorum fazla akıllı olursan adın deliye çıkar DAHİDEN bi gömlek yukarısı ASIL AKILLI FAZLA AKILLI ben bipolar hastasıyım hayalgücü ince espri anlayışı duygusallık hafıza türünün tek örneği sadece fazla akıllıyım ONLAR DAİMA HAKLIDIR VE EN AKILLIDIR saygılar …
delilik zeka geriliği değil delilik topluma kabül ettirilememiş dahiliktir ONLAR DAİMA HAKLIDIR VE EN AKILLI DIR asıl gerçek bu oluyor saygılar …
ben yorum yapmıştım neden yorumumu göremiyorum
çok faydalı yorum olarak buldum!teşekkürler