BÖBREK

Anatomi: Böbrekler, karın arka duvarında, periton arkasında, bel kemiğinin her iki yanında, ikinci bel omuru düzeyinde bulunurlar. Solunum hareketleriyle, bunlar da aşağı yukarı hareket ederler. Üst kutupları üzerinde, böbreküstü bezleri vardır. İç kenarların­dan, içlerinde mesaneye idrar taşıyan tüpler olan üreterler uzanır. İnsan böb­reği, aşağı yukarı 10 cm. uzunluğunda, 150 gram ağırlığmdadır ve kapsül adı­nı alan sert bir bağdoku ile kaplıdır. Böbrek dokusuna atardamarlar, toplar­damarlar ve sinirler, üreterlerin girdik­leri noktadan girer ve bu nokta, bilum adını alır.
Böbreklerde uzunlamasına bir kesit yapılırsa, böbrek dokusunun, dışta so­luk renkli korteks ve içte daha koyu renkli medulla bölümlerine ayrıldığı gö­rülür. Medulla, ana dokudaki boşluk olan pelvis boşluğuna açılan piremitlerden oluşur. Böbrek ana dokusu, yakla­şık bir milyon mikroskopik nefron’dan yapılmıştır. Her nefron’un başlangıcı, bir zarla çevrelenmiş ve glomerül adı veri­len kılcal damar yumağı halindedir. Glo­merül ile onu çevreleyen zarın bütünü­ne, XVII. yüzyılda bu yapıyı tanımla­yan doktorun adı nedeniyle, Malpighi cis­mi adı verilir. Malpighi cisminden 30-40 mm. uzunluğunda bir borucuk uzanır.Bu borucuğun ilk bölümü kıvrımlıdır, bu nedenle proksimal kıvrımlı bölüm di­ye adlandırılır. Borucuğun bundan son­ra gelen bölümü, önce medullaya doğ­ru dümdüz iner, saç firketesini andırır­casına kıvrılır ve yine büklümlü bir bö­lüm oluşturur. Bu ikinci büklümlü bö­lüme de distal kıvrımlı bölüm adı veri­lir. Bu borucuklar, bir toplayıcı boruda sonlanırlar. Her bir toplayıcı boruya, yaklaşık olarak 10 nefron açılır ve top­layıcı boruların hepsi de birleşip böb­rek pelvisine açılırlar. Böbreklerde kan, karın aortundan doğrudan dallanmış olan bir böbrek atardamarından gelir ve pis kan da böbrek toplardamarıyla alt vena cava’ya açılır. Lenf damarları da, kan damarlarına paralel gider.
Çalışması: Böbreklerin görevleri, kanın asit baz dengesini değişmez tut­mak, vücudun su ve elektrolit dengesini sağlamak ve azotlu artık maddelerin vü­cut dışına atılmasını sağlamaktır. Bir in­san, böbreksiz olarak ancak 2-3 hafta yaşar. Sağlam bir insanda, büyük mik­tarda kan sürekli olarak, Malpighi cisimlerinde süzülür. Proksimal kıvrımlı bo-rucukta, bol miktarda su yeniden emilir. Bu su ile birlikte tuz ve bazı maddeler de emilir. Atılacak maddelerin su içinde eriyik halinde olması da ayrıca gerekli­dir. Borucuğun daha ileri bölgelerinde böbreğin vücut sıvı ve asidite dengesi düzenleme mekanizması daha fazla işler. Böbreğin çalışmasını etkileyen başlıca üç faktör vardır: Kılcal damarlardaki kan basıncı, kanın dolaşım hızı ve borucuk duvarındaki hücrelerin durumu. Böbrek çalışmasına etkili hormonlar ise, böb­rekte sodyum işlemini etkileyen aldoste-ron ve kortikol, su atılmasını etkileyen ve hipofizce salgılanan vazopressin (anti diüretik hormon), yine sodyumun atıl­masıyla ilgili olup, hipofiz tarafından salgılanan büyüme hormonu, fosfat atıl­masını etkileyen paratiroid hormonları, su ve tuz dengesini etkileyen ve tohum bezlerince salgılanan seks hormonlarıdır.
Böbrek dokusu da, renin adını alan bir enzim salgılar. Renin, karaciğerde oluşan antiotensinogen maddesinin angiotensine çevrilmesinde etkilidir. Bu da, özellikle böbrek kan damarlarının ve bütün vücut kan damarlarının kuvvetli daralmasıyla böbreküstü bezinin aldosteron salgılamasında etkendir. Büyük bir olasılıkla, kan damarlarının daralması­na neden olan renin, böbrek hastalığı ile yüksek kan basıncı arasındaki ilgiyi sağlayan maddedir. Eritropoetin diye adlandırılan ve alyuvarların yapısında gerekli olan bir maddenin de, böbrekte bulunmamasına rağmen, yapılışının böb­rekle ilgili olduğu iddia edilmektedir.
Böbreklerin çalışması ve şekillerini in­celemek amacıyla, idrarla atılabilen bir kontrast madde (Urolesectan, Urografin vb.) damara enjekte edilip, aralarla böb­rek röntgen filmleri çekilir. Böbrek ça­lışma ve şeklini incelemenin diğer bir yöntemi de, mesaneye bir sistoskop yer­leştirdikten sonra, çok ince ve oldukça sert tüpler olan üreter kateterleri so­kup, bunları sağ ve sol üreterlere ayrı ayrı koymaktır. Bu kateterlerden, her bir üreterden ayrı ayrı gelen idrar top­lanıp, her bir böbrekten gelen idrar mik­tarı, görünüşü, kimyasal yapısı saptana­bilir. Gerekirse, bu kateterlerden de kon­trast madde gönderilip, böbrek röntgeni alınabilir. Böbrek şeklinin incelenmesi­nin bir diğer yolu da, böbrek çevresine hava verip, röntgen filmi çekmektir, (bkz. Ventrikülografi). Böbrek kan damarları­nın incelenmesi için, kasıkta uyluk atar­damarına sokulan ince bir polietilen son­da aorta gönderilir. Bu sondadan içeri verilen kontrast madde, böbrek atarda­marlarına geçeceğinden, kısa aralarla çe­kilen bir seri röntgen filmi, böbrek kan­lanmasına ilişkin fikir verir. Böbrek hastalıkları: Bunlar, kendi baş­lıkları altında anlatılmıştır, bkz. Nefrit, Böbrek Taşı, Hipernefrom, Polikistik Böbrek, Piyelit… vb.

PAYLAŞ
BÖBREK Konusuna 3 Yorum Yapıldı
  1. kevser dedi ki:

    çok uzun yaa

  2. elif dedi ki:

    aynen seda katılıorm

  3. seda dedi ki:

    çok uzun özyassanız olmazmııı?**???*****?

Sayfa başına git