ÇAVDAR MAHMUZU

Clavi-ceps purpurea (çavdar mahmuzu) adlı mantardır. Bu mantar, yenebilen çavdar olan secale ceveale’yi istila etmektedir ve geçmişte, başlıca besinleri çavdar ek­meği olan topluluklarda, bu mantarla enfekte olmuş çavdardan yapılmış ek­mekle kişilerin zehirlenmesine sık rast­lanmaktaydı. Kol ve bacaklarda, daya­nılmaz yakıcı ağrılar duyulur. Organlar siyahlaşıp kangrenleşerek sonuçta göv­deden kopar. Buna göre iki tip çavdar mahmuzu zehirlenmesinden birine, “kan-grenöz”, diğerine de “konvülsif” den­mektedir. Konvülsif şekilde, deri kaşın­makta, karıncalanmakta ve hastada çır­pınmalar belirmekte, sonuçta hasta, kör olabilmekte ya da çıldırmaktadır.
XIX. yüzyılda, çavdarın daha bakım­lı olmasından ve çavdar ekmeğine karşı rağbetin azalmasından ötürü, ergotizm’e eskisi kadar sık rastlanılmaz olmuş ve çavdar mahmuzu, üzç olarak tıpta de­ğerlendirilmiştir. Başlangıçta, bu mad­de, rahim kasılmalarını uyarıcı olarak kullanılmış —ergot’un bu etkisi yıllarca öncesinden beri ebelerce bilinmekteydi— ve bundan ötürü, özellikle doğum son­rası, plasentanın çıkarılması ve kana­maların durdurulması için başvurulan başlıca ilaç olmuştur. İlim adamları, bumantarın yapısını araştırıp, ancak bir alkali ile birleştiğinde aktif olan liserjik asit temeline dayanan birçok kuvvetli alkaloid olduğunu anlamışlardır. Ergot türevi olup da tıpta kullanılan alkaloid-ler, ergometrine, ergotoxine ve ergota-mine’dir. Ergotamine, kadın-doğum ala­nında, başlıca, doğum sonrası, plasenta’ nın atılmasına ve kanamaların durdurul­masına yardım amacıyla, ağızdan veya en­jeksiyon şeklinde kullanılır. (Methergine). Ayrıca, migren tedavisinde de etkili olan ergotamine, yüksek dozlarda, kan-grenöz tipte ergotizm belirtilerine yol açar. Bir liserjik asit türevi olan met-hysergide de, migren tedavisinde kulla­nılır. Bu ilaç, kangren yapmaz ama, pe­riton arkasında, içine üreterleri de alan bir bağdokunun oluşmasına yol açabilir .ve yine bu ilacın oluşturduğu diğer böl­gelerdeki (örneğin, akciğerlerdeki) fib-rozis, habis bir tümörü andırabilir. 1943 yılında, liserjik asit türevlerinin rahim üzerindeki etkileri incelenirken, bir araş­tırıcı, yanlışlıkla çok az bir miktar li­serjik asit dietilamid’i (lysergic acid diethylamide) ağızdan almış ve hayaller görmeye başlamıştır. Bu tecrübeden son­ra, ergot’un bu türevinin en etkili ilaç olduğu saptanmıştır. Bu ilacın vücut ağır­lığının kilosu başına alman 1 mikro-gramı etkili olabilmektedir.

PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git