Down Sendromu ve Tedavisi
Günümüzde erken başlayan ve çok yönlü eğitim programlarıyla, birçok Down sendromlu çocuk, aileleri tarafından benimsenmiş, normal bir okulu bitirmiş ve toplum tarafından kabul edilip kazanılmışlardır. Bu sendromla ilgili bilgilerin doğru iletilmesi, anne babaların daha az sıkıntıyla yaşamasını sağlamaktadır.
TEDAVİ OLANAKLARI
Vücuttaki tüm hücrelerde değişiklik olduğundan, özel bir tedavi yöntemi yoktur. Günümüzde gen mühendisliğinden ya da biyogenetikten sıkça söz edilmektedir; ne var ki, bu yöntemlerle oluşumu tamamlanmış bir canlıyı değiştirmek olanaksızdır. Kromozom kusuruna bağlı olarak ortaya çıkan değişikliklerin, kalp, sindirim kanalı ve gözdeki oluşum bozuklukları, dişlerdeki biçim bozuklukları ile işitme ve zekâ yetersizliklerinin tedavi edilmesi gerekir.
Bu çocukların, özellikle zekâ geriliği fazla olanların ana babaları çocuklarının iyileşmesi için her türlü özveriyi göstermeye hazırdır. Bu nedenle, para kazanmaktan başka amacı olmayan ve garip tedavi yöntemleri uygulayan bazı sahtekârların kurbanı olurlar.
Bu çocuklara, başka çocuklarla aynı biçimde yaklaşmak, öte yandan, sorunlarıyla birlikte ele almak, daha etkili yardım programlarının geliştirilmesini sağlamıştır. Günümüzde sık sık erişkin Down sendromlular görülmektedir. Bu arada, ortaya çıkabilecek hastalıkların önlenmesine ve Var olanların tedavisine ilişkin yaklaşımlar kökünden değişmektedir.
Down sendromlu bebeğin doğumunu izleyen dönemin anne baba için de ne kadar zor olduğunu gördük; bu durumla ilgili olarak erken dönemde bilgilenme, tüm önyargıların ortadan kaldırılması ve soruna yalnızca karamsar bir açıdan bakılmaması çocuğun daha iyi kabul edilmesini ve anne babanın bu dramatik tabloyu daha az sıkıntıyla yaşamasını sağlar.
Bu açıdan Down sendromlu çocukları olan öteki anne babaların katkıları oldukça önemlidir; genellikle aynı sorunu yaşayan kişilerle ilişki kurmak daha kolaydır. Batı’da Down sendromlu çocukların anne babalarının kurduğu dernekler birçok büyük merkezde etkinlik göstermektedir ve giderek yayılmaktadır. Dernek üyeleri kendi aralarında yardımlaşmakla kalmayıp, gerekli yerlerde hekimlerin, psikologların, terapistlerin ve eğitimcilerin dikkatini çekerek ve edindikleri bireysel deneyimleri aktararak sürekli gelişmekte olan eğitim programlarının daha da iyileşmesine yardımcı olmaktadır.
İlk yıllardaki programlar oyuna dayanır; daha sonra çocuklan en uygun koşullarda ilkokula hazırlayabilmek için bir okulöncesi evresine geçilir. Kuşkusuz, ilkokul eğitiminin ilk dönemleri gerek çocuk ve anne babası, gerek öğretmenler için sorunlu olabilir. Genellikle sorunla karşılaşmaya yeterince hazır olmayan ve etkinliklerinde desteklenmeyen öğretmenler büyük zorluklar yaşamaktadır.
Down sendromlu çocuğun ulaşabileceği zihinsel gelişme düzeyi çok değişkendir ve ilk yıllardan öngörülemez. Özellikle yeni eğitim programlarının uygulandığı ülkelerde iyi sonuçlar elde edilmektedir; bu ülkelerde yüksekokula giden, bağımsız olarak yaşayabilen, toplumsal açıdan tecrit edilmemiş ve bir işi olan Down sendromlular görülebilir.
Bütün anne babalara çocuklarının bü düzeye gelebileceğini söylemek onları aldatmak olur, ama bu çocuklann ulaştığı sosyalleşme düzeyi, anne babanın çocuğuna duyduğu sevginin yanı sıra güven ve saygıyla ve rehabilitasyon programıyla doğrudan bağlantılıdır.
DOWN SENDROMUNUN TEDAVİSİ
Down sendromunun değerlendirilmesinde çok açık davranmak gerekir: Bir yandan kromozomlara bağlı olduğundan en azından şimdilik tedavisinin mümkün olmadığını, cerrahi girişim ve ilaçlarla tedavi edilemeyeceğini kabul etmek, öte yandan bu çocuklann sağlıklı gelişebilmeleri için var olan tüm tedavi olanaklarından yararlanmak gerekir.
Down sendromlu çocuğu hastalıklardan korumak için mümkün olan her şey yapılmalıdır. Bu çocuklar çok duyarlı olduğundan enfeksiyon ve solunum sistemi hastalıklarından sonra durumları çok ağırlaşabilir. Özellikle yaşamın ilk üç yılında daha belirgin ve hızlı bir gelişme gösteren sağlıklı çocuklarla karşılaştırılmamalıdırlar. Bu görüşler temelinde Down sendromlu çocuğun balam ve tedavisi beş ana başlıkta yoğunlaşır:
• Beslenme – Down sendromlu çocuklarda aşırı kilo alma eğilimi vardır. Bu eğilim çocuğun hareket becerilerini önemli ölçüde engeller ve metabolizma bozukluklarının ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Bu da ruhsal gelişiminin daha da kötüleşmesine neden olur. Dolayısıyla gerek nitelik, gerek nicelik yönünden dengeli bir beslenme programı çok önemlidir.
• Fizik tedavi – Erken başlayan bir fizik tedavi ve rehabilitasyon programı bir yandan hareket özürünü, öte yandan zihinsel geriliği azaltmaya yönelik olmalıdır. Bu amaçla erken eğitim yöntemleri ile birlikte sistemli bir fizik tedavi uygulanmalıdır.
Doğumdan hemen sonra başlayan sistemli fizik tedavi hareket özürünü önemli ölçüde azaltabilir ve Down sendromlu çocuğun dış görünümünü düzeltebilir. Bu sonuca ulaşmak için bazı kolay ve etkili hareketler uygulanabilir: Dilini çıkardığında dokunmak, ağzının çevresinde buz gezdirerek dudak kaslarını uyarmak ya da çocuğu bir ayna karşısında oturtup mimik kaslarına masaj yapmak. Bu işlem sırasında çocuğun elleri kullanılmalı ve bir yandan onunla konuşulmalıdır.
• Erken eğitim – Annenin çocukla özel bir duygusal bağı olması ve bebeğe daha fazla zaman ayırabilmesi, erken eğitimde anneye önemli bir rol yükler. Anne bu eğitim sırasında, eğitimciler, terapistler, psikologlar, sosyal hizmet uzmanları gibi teknik personelden yardım görür. Böyle bir eğitim sonucunda bütün Down sendromlu çocukların zekâ geriliği düzeyinde azalma olduğu görülmüştür. Bu eğitim programlan tek tek çocukların özel gereksinimlerine göre değiştirilebilir, uyarlanabilir, iyileştirilebilir. Bu programların tümü, yaşamın ilk yıllarında, hatta doğumdan hemen sonra başlatılmalıdır.
• Anaokullarına ve normal okullara yerleştirme – Down sendromlu çocuk normal bir anaokuluna yerleştirilirse genellikle çok iyi ilişkiler kurar ve kendiliğinden yaşıtlarıyla kaynaşır. Böylece yeni arkadaşlar edinir; toplu oyunlara katılmak yaratıcılığım uyarır. Artık Down sendromlu çocukların normal okullara verilmesinin önemini herkes kabul etmektedir; öte yandan, bu uygulama çeşitli sorunları da birlikte getirir. Yasalar bu konuda ne kadar ileri olursa olsun, yasaların uygun gördüğünün gerçekleşmesi için uygun kişiler ve yapılar gereklidir. Dolayısıyla uygun ortam sağlandığında bu çocukların okula devam edebilmesi ve ruhsal travmalardan uzak kalması olanaklıdır.
• Normal çocuklarla günlük ilişkiler-Down sendromlu çocuğun da öteki çocuklar gibi başkalarıyla oynamaya, çocukların dünyasına katılmaya gereksinimi vardır. Çocukların açık sözlü, dürüst olduklarım ve erişkinlerin “farklı” değerlendirdiklerini doğal olarak kabul ettiklerini, Down sendromlu çocuklarla da istekle oynadıklarını unutmamak gerekir. Açık sözlülükle ve doğal bir tavırla bu durumla ilgili sorular yönelttikten sonra, hiçbir şey yokmuş gibi davranırlar. Genellikle başka çocuklar Down sendromlulara karşı koruyucu ve yardımcı bir tutum takınır.
Bu günlük ilişki, günlük yaşamın başka bölümlerini de içine almalıdır: Süpermarkette küçük alışverişler, parkta gezintiler ve hayvanat bahçesine ziyaret gibi. Bunların tümü Down sendromlu çocuk için eğitici bir deneyim olacaktır.
benim çocugumda elin içinde simiel çizgisi yok.normal çizgiler var.gelişimi normal çocuklar gibi yaşında yürüdü şu an ikibuçuk yaşında tekli kelimeler konuşuyor.dawn sentromu gelişimi için ne önerirsiniz.rehabilitasyon eğitim merkezlerine gerek görülmedi evde neler yapmalıyım.özellikle zeka ve konuşmasının gelişimi için önerilerinizi bekliyorum.
çocugumda dowm sendrumu var ama belirtilerinde olugu gibi burun gökü batık deil elin içinde simian çizgiisi yok aynı normal çizgiler var görünüm bozuk deil çok kiloluda deil ama tahlilde dowm sendromlu oldugu söyleniyo beni aydınlatırsanız sevinirim hareketleri normal
düzeyde
Dawn sendromu konusunda anlaşılır ifade ile bizleri bilg,lendirdiğiniz için teşekkürler.