GUATR SEBEBLERİ

Çoğu kez iyot eksikliği sonucu gelişirler. Daha az sıklıkla iyot eksikliği dışında da bazı çevresel sebepler olabilir (Bazı kirli kuyu sulan gibi). Günde alınması gereken iyot 100-300 mikrogramdır. Bunu suyla, soluduğumuz hava ve tükettiğimiz gıdalarla alınz. Sudaki iyot miktan özellikle önemlidir. Bu azalmışsa bu suyu tüketen hayvansal ürünlerdeki (örneğin süt) iyot miktan da azalır. Günlük alınan iyot miktan azaldığında, vücut ne denli iyot ekonomisi yaparsa yapsın, tiroid hormonunun temel ham maddesi azalmış olacağından hormon üretimi azalır. Vücudumuz da bunu karşılamak tiroid salgı bezini büyütür. Bunun diğer anlamı guatr oluşmasıdır. İyot eksikliği bölgelerinde yüksek oranda guatr görülür. Bu oran % 50-80’lere çıkabilir. Yani o çevrede yaşıyan her 100 kişinin 50’den fazlasında guatr vardır. Guatr oranı arttıkça, guatra ilişkin diğer hastalıklarda artmaktadır. Dünyada bilinen önemli iyot eksikliği bölgeleri vardır. Buralarda alınan günlük iyot miktan 50 mikrogramın altındadır. Ülkemizde de hafif ve orta ağırlıkta endemik guatr bölgeleri mevcuttur. Bu nedenle son yıllarda Sağlık Bakanlığı iyotlu tuz kullanımını zorunlu kılmıştır (doktorların önerdiği bazı zorunlu sebebler dışında). Özellikle iyotlu tuz kullanmak gebeler için birinci derecede önemlidir. Anne karnında gelişen çocuğun, özellikle merkezi sinir sistemi gelişmesinde iyota gereksinimi vardır. Bu sebeble herkes için, özellikle de gebeler için iyotlu tuz kullanmak son derecede önemli ve gereklidir. Yaygın iyotlu tuz kullanımının 15-20 yıl gibi bir süreçte o bölgede guatr görülme oranını etkin bir şeklide azalttığı, dünyadaki uygulamalarda açıkça görülmüştür.
Basit guatrlarda salgı bezinin çalışması genelde normaldir. Ancak zaman zaman gizli aşın çalışma veya yetersiz çalışma durumlan olabilir. Gizli aşın çalışma (subklinik hipertiroidi) yaşlılarda başka sebeplerle kalpte ritim bozukluluğu varsa bunu daha artıracaktır; gizli yetersiz çalışma ( subklinik hipotiroidi) ise depresyon eğilimli kişilerde depresyonu artıracaktır. Guatrlar önceleri, ilk oluştuklan yıllarda oldukça yumuşak kıvamdayken, zamanla, hem büyüme daha artacak ve hem de içinde fibrozis dediğimiz sert dokular oluşmaya başlayacaktır. Sertlik her noktada aynı derecede olmayacağından daha az veya daha sert bölgeler gösteren bir kıvam alacaktır. Ancak artık ilk oluştuğu yıllara oranla çok daha serttir. Bu kıvamdaki bir guatr belirgin büyüklüğe eriştiğinde de etraftaki dokulara, başta soluk borusu, toplar damarlar ve sinirlere bası yapabilecektir. Bu basıyı hasta hisseder ve şikayet edebilir.
Diğer bir tedavi yöntemi tiroid hormonu (tiroksin) vermek şeklindedir. Her yaşta uygulanabilir. Hastaya göre doz ayarlanır, 6 ay veya yıllık kontroller çoğu kez yeterli olmaktadır. Çok büyük guatrlar veya göğüs kafesi içine büyüyen guatrlar ile tedaviye rağmen giderek büyüyen guatrlarda, operasyon düşünülür. Operasyon sonrası ömür boyu yeterli dozda tiroid hormonu almalıdır. Bu son derecede önemlidir. Hasta bu ilacı kullanmaz veya düzensiz kullanırsa 5-10 yıl içinde tekrar operasyonu gerektirebilecek guatr nüksleri olur, nodüller oluşur. îlacı kullanma yanı sıra, en az yılda bir mutlaka kendisini tedavi eden dahiliye uzmanının kontroluna gitmesi gerekir.

PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git