Hipotalamus
Bu ilaçlar sinir hastalıklarının tedavilerine yöneliktir. Bunlar beynin belirli merkezlerinde (hipotalamus) etkili olurlar. Bu merkezler aynı zamanda “açlık merkezleridir” ve vücut ağırlığını da dengelerler.
Oragnizmanın endokrin bezleri hormonlarını salgılamasında bir orkestra şefi görevi olan hipofiz, bu ilaçlardan etkilenir.
Psikotrop ilaçlar familyasında bir çok değişik tip ilaç vardır.
1) Anti depresanlar
Bunların içinden anafronil ve Tafranil gibi bazı ilaçlar ağır depresyon vakalarında kullanılırı aktadır. Bu ilaçlar iştahı açar, özellikle şekere karşı bir düşkünlük yaparlar. Ayrıca öğün aralarında atıştırılmasma neden olarak olası bir bulimiye de zemin hazırlarlar. Ensüline direnci arttırırlar.
Bir depresyon tedavisi sırasında eğer ilaç gerekliyse, eğer hali hazırda kötü bir beslenme alışkanlığı yoksa, kilo alma riski yaratmayan Floxifal veya Parozac gibi ilaçlar tercih edilmelidir. 2) Nöroleptikler
Bunların içinde Largactil, Melleril, Loditen ve Teralen’i sayabiliriz.
Bu gurup ilaçlarda, öncekiler gibi açlık hissi yaratırlar veya şeker başta olmak üzere kötü glusitlerin alımına yatkınlık kazandırırlar.
3) Trankilizanlar ve anksiyoletikler
Kadınlar, endişeli oldukları veya belirli varoluşsal sorunlar yaşadıkları bir dönem içine girince çoğunlukla “kurtarıcı” olarak sarıldıkları trankilizanların tuzağına düşmektedirler.
Çok fazla mutsuz olma koşulu olmayan zengin ülkeler, maalesef bu “küçük mutluluk ilaçları”nm aşırı tüketiminde şampiyonluğu elden bırakmamaktadır.
Belki de gözden kaçırılan bu menzediazepin’lerin (Le-xomil, Lysanxia, Seresta, Temesta, Tranxene, Valium, Xa-nax) bazen dikkati azaltıp, hafıza zayıflatarak kadınların işlevleri üzerinde hakimiyet kurduklarıdır.
Bu ilaçlar da Öncekiler gibi açlık duygusu ve şekerli yiyeceklere düşkünlük yaratırlar. ‘î:ı’Vı ‘”‘
4) Lityum
Nörolityum ve Teralit adı altında satılan bu grup ilaçlar, şekerli içeceklere karşı yoğun bir susuzluk yaratır. Bazen tiroid bezlerinin fonksiyonunu bozup başka bir şişmanlama nedeni olurlar.
Bu ilaçların kullanımına iyice düşünülerek karar verilmelidir. İlacı kullanan hastaların kilo alımı 2 ile 30 kg arasında çok büyük farklılıklar göstermektedir. En büyük riski obesiteye bağlı hastalıkları ortaya çıkarabilmesidir. Alınan kilolar, zaten kendi görüntülerinden memnun olmayan kişiler için “narsislik” olarak tolere edilemez hale gelirler. -î Ağırlaşan obesite sorunları genellikle psişik hastalıkları takib ederler ve hastanın ilaçla sıkı sıkıya bağlanmasının bir sonucudurlar. Kilo alımı nedeniyle aniden ilacı kesmek ise kişide dengesiz ve dramatik sonlara yol açar. Bazen intiharlar bile görülür.
Hekimin görevi bir kefeye ilaç tedavisinin önemini, diğer kefeye ise ilacın yan etkilerini koyup tartmak, buna göre bir karara varmaktır.
Bazı durumlarda psikiyatrik bozuklukla sonu kilo alımı ile biten tedavisi arasında bir seçim yapmak bile gerekebilir.
Basit bir sinirlilik hali, kötü yaşanan stres veya geçici karamsarlık başka teknikler uygulanarak da atlatılabilir. Bu durumda kadının aktif olduğu yollar seçilebilir: Relaksasyon, sofroloji, yaya gibi.
Henüz yorum yapılmamış.