PARFÜMLER AİLESİ

Sarışın veya esmer, kızıl veya kumral, canlı, cilveli, aklına eseni yapan veya düş kurmayı seven, romantik, kararlı, kararsız kadınlar gibi parfümler de çok çeşitlidir.
Gerçekten de parfüm ten türüne, saate, yaşa, iklime ve hatta karaktere göre de­ğişiklikler gösterir. Bir parfüm bazı ka­dınların çevresine hafif bir çiçek kokusu yaymasını sağlarken, aynı parfüm başka larının daha ağır bir koku yaymalarına yol açar. Kızıl saçlı bir kadının teninde sıcak ve çarpıcı olarak kendini belli eden bir parfüm, bir sarışının teninde ga yet hafif bir koku olarak yansır. Bununla beraber her parfümün kendine özgü yay gın bir özelliği vardır. İnsanın kendine en çok yaraşaVı parfümü” bulması uzun çabalar gerektiren bir iştir. Böyle bir seç me yapılırken, her seferinde bir tek koku denenmeli ve parfüm tene sürül­dükten sonra, tenle beraber meydana getirdiği bileşim kesin olarak kendini belli edene dek beklenmelidir. İnsan kendine en iyi giden kokuyu bulmaya çalışırken, parfüme özgü olan ana mad­denin ne olacağını saptarsa, istediği par fümü daha kolay seçebilir. Az veya çok miktarda, oluşuna göre bu temel madde kokuya daima kendi özelliğini verir. Her kes kendi kişiliğine ve kendi kişiliğinin belirtmek istediği özelliklerine göre, aşa ğıdaki sınıflardan birine giren bir parfü­mü seçebilir:
* Çiçek kokan parfümler: Bu parfümle­rin yaygın özelliği, bileşimlerine giren çi çeklerin kokusunu vermeleridir. Bu çi­çekler gül, yasemin, sardunya, süsen çi­çeği, menekşe, inci çiçeği, mine çiçeği v.b. olabilir. Bunlar genellikle hafif, ta­ze, kalıcı ve sarışınlara, düş kurmayı se­venlere veya romantiklere yakışan par­fümlerdir.
* Baharatlı parfümler: Bunların temel kokusu biberli nane, düğün çiçeği, kuru ot, safran, yeşil biberdir. Bu kokulan”
maddeleri de beraberinde getirmekte­dir.
Musluğumuzdan akan suyun niteliği her zaman değişmektedir. Her zaman içile­bilir olmasına rağmen, madensel tuzlar çakımından zenginliği suyun kaynağına göre büyük değişiklikler göstermekte­dir. Ard arda tasfiye merkezlerinden geçe geçe bazen tüm özelliklerini kaybedebilir. Böyle bir su vücut temiz­liği için yeterli olursada yüz için yeterli olmaz. Gerçekten de yüzümüzün cildi çok naziktir, içmeyeceğiniz bir suyla yüzünüzü yıkamaktan daima kaçınınız. Daha çok tuz içeren, bu nedenle de daha çok kuvvetlendirici etkisi olan bir maden suyuyla arada sırada yüzünüzü yıkamayı ihmal etmeyiniz. Bu tür su, büyükannelerimizin ciltlerinin tazeliği­ni borçlu oldukları yağmur suyuna çok benzemektedir.

PAYLAŞ
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Sayfa başına git