SİGARA İÇMEK
SİGARA İÇMEK. Burada, “tütün içmek” kastedilmektedir. Bilindiği gibi, çeşitli bitkiler, esrar ve astım tedavisinde bazen kullanılan stramonium gibi diğer maddeler de sigara şeklinde içilebilir.
Tütün, çok eski yıllarda; Amerika Kızılderilileri tarafından kullanılmaktaydı ve bunu Avrupa’ya 1559’da tanıtan, İspanya kralı II. Filip’in doktorlarından Francisco Hernandez oldu. Bu olaydan 1 yıl sonra, büyükelçi Jean Nicot, bu maddeyi Fransa sarayına tanıttı. Jean Nicot’nun adına uygulayarak, tütün bitkisini botanik terminolojisinde adı, Ni-cotiana oldu ve tütünde bulunan alka-loide de nikotin adı verildi. Amerika kıtasından dönen denizciler, tütünü 1565 yıllarında İngiltere’ye getirdiler ve Sir Walter Raleigh de ilk olarak İngiliz saray çevrelerine bu maddeyi tanıttı. Tütün, içilmesi yanında, çiğnenen, enfiye gibi buruna çekilebilen bir maddeydi. Aynı zamanda, doktorlar, tütünü lav-man’da da kullanmakta ve tıp alanının önemli bir ilacı olarak kabul etmekteydiler. Daha sonraki yıllarda, şiddet kanunları, hatta kilise tarafından afaroz edilme kararı ile, tütün içilmesi yasaklandı. Bu yasaklanmanın başarısızlığı, günümüzdeki propagandanın başansızlı-ğıyla aynıydı.
Günümüzde, akciğer kanseri hakkında çok şey söylenmiştir; çok fazla sigara içen birçok kişide kanser oluşmayışı bir gerçektir, ama sigara içen 8 kişiden birinin de bu hastalıktan öldüğü diğer bir gerçektir. Bizi burada ilgilendiren, tütünün diğer zararları ve bu alışkanlıktan vazgeçilebilirle şanslarıdır. Tartışmaya,tütünün neden olduğu veya ilgili olduğu kesinlikle saptanmış vakalarla başlamak doğru olur. Günde 20’den fazla sigara içen orta yaşlılarda ölüm oranı, sigara içmeyenlere oranla iki mislidir. Geçmişte, kilden yapılmış ağızlık veya pipo kullananlarda dudak kanserine çok sık rastlanmaktaydı; bu ağızlıkların kenarı dudakta bir yara açmakta ve bu yarayla devamlı temas eden sıcak tütün, yaranın kanserleşmesine neden olmaktaydı. Buerger hastalığı (Thromboangütis obliterans) bacak damarlarının kalınlaşması ve daralması ile belirlenen bir hastalıktır ve bazı tıp çevreleri, bu durumun tütüne karşı allerji olduğunu iddia etmektedir. Bu hastalık, gerçekten, çok fazla sigara içenlerde görülür. İyi tanınan, “sigara içenin öksürüğü” lokal bir tahrişten doğar. Bu tahriş sonucu farenjit veya larenjit oluşur ve var olan bronşit de sigara içmeyle artar. Peptik ülserli hastalar daima, sigarayı bıraktıklarında (hiç değilse aç karnına sigara içmediklerinde) kendilerini daha iyi hissederler ve iştahları yerine gelir. Nikotin, kalbi kamçılayıp, kalp atımlarını hızlandırır (bu etki devamlı sigara içen-lerce fark edilemez), bazılarında taşikar-di ve çarpıntının nedenidir. Kalınbarsa-ğı da kamçılayan nikotinin etkisiyle, günün ilk sigara veya piposunu içen kişi, defekasyon gereksinimi duyar. Bazı iddialara göre, koroner tromboz da, tütünle ilgilidir.
Sigara içmekten vazgeçebilmenin temelleri 4 bölümde incelenebilir:
1. Bazı gargaralar. Gümüş nitrat’ın sey-reltik çözeltisi gibi sigara tadını o kadar bozar ki, zamanla, ağzını sigaradan sonra bu maddelerle yıkayanların, tiksinti duyup sigarayı bırakacakları beklenir; bu tip tedavideki gerçek sonuç ise, gargaranın terk edilip, sigaraya devam edildiğidir.
2. İçinde, nane gibi bir madde bulunan taklit sigara içmek de bir çare olabilir. İddiaya göre, nane, bazen hoş olmayan duygulara veya hastalığa neden olur.
3. Lobelin veya türevlerini kullanmak. Lobelin, etkisi nikotine benzer bir al-kaloiddir ve ilk nikotini kesildiği günlerde, lobelinle kesilme belirtileri hafifletilebilir.
4. Yalnız, sigara içmeyi bırakmak. En etkili yol da bu olsa gerektir. Sigara içmek, kuşkusuz tehlikeli bir alışkanlıktır. Kişi, sigaraya başlamışsa, içip içmemenin yarar ve zararlarını hesaplayıp, kendi yaradılışına uygun yolu kendinin seçmesi gereklidir. Sigarayı bırakmaya karar veren, hemen ve toptan sigarayı terk etmelidir
Henüz yorum yapılmamış.