SITMA
SITMA (Malarya). Sıtma paraziti, plas-modium’un etken olduğu bir enfeksiyondur. Bu cinsin dört türü insanı enfekte edebilir ve hepsi de anofel cinsi sivrisinekle taşınır. Tropikal ve subtropikal ülkeler en uygun ortamdır.
Sıtma parazitinin yaşam evreleri: Sivrisinek insanı soktuğu zaman, tek çekirdekli, iğsi, sporozoit adlı hücreleri kana verir. Bunlar ya bir saat içinde karaciğere erişir veya ölürler. Karaciğere varanlar, burada gelişip bölünürler. Bir hafta sonra, bunlar karaciğeri merozoit şeklinde terk eder ve kana geçip alyuvarların içine girerek- gelişim ve üremelerini sürdürürler. Alyuvara giren merozoit halka şeklini alır ve birkaç saat içinde hücrenin içini tamamen doldurur. Bölünme sonucu, her bir parazitten 16 yavru hücre ürer. Gelişmekte olan merozoit, trofozoit adını alır; bölünenine ise şizont adı verilir. Yeni 16 merozoit, içinde bulundukları alyuvarı terk edip, kana karışır ve yeni alyuvarlara girerek eşeysiz bölünmeyi tekrarlarlar. Sıtmaya özgü olan ateşli nöbetler, yavru mero-zoitlerin kan dolaşımına atıldığı zamanlara rastlar. Alyuvarlarda merozoitler üreme evrelerine başladıkları zaman, asalağın eşeyli şekilleri olan mikrogametosit (erkek) ve makrogametosit’ltv (dişi) de kanda belirir. Bu şekiller ancak sivrisinekte gelişip üreyebilir ve bunlarla enfekte bir kişiyi sivrisineğin sokması sonucu, sivrisineğin midesine varan mikro ve makrogametositler birleşir. Ortaya çıkan zigot, sivrisineğin midesinden ayrılıp,içi sporozoit dolu bir ookist haline geçer. Erişkinleşen sporozoitler, sivrisineğin tükürük bezlerine gelip, buradan yine, sivrisineğin soktuğu insanın kanma karışırlar.
Belirtileri: Dört plasmodyum türünden oluşan dört tip sıtma vardır. Plasmodyum türleri, P. falciparum, P. vivax, P. malariae, P. ovaledir. Hepsi, baş ağrısı, titreme, terleme ve kol, bacak ağrılarına neden olur.
Plasmodyum falciparum: Sporozoitlerin karaciğere gelmesinden 6 gün sonra, me-rozoitler kan dolaşımına geçer. Bu evrede, parazitlerin tümü karaciğeri terk eder. Parazitlerin gelişmesi her zaman olmadığından, merozoitlerin alyuvarlardan ayrılmasıyla ortaya çıkan ateşli dö- nemler bir düzene bağlı değildir. Plaz-modyum falciparum kitleleri, hastalığın herhangi bir evresinde yaşam için gerekli olan beyin, omurilik, akciğerler, böbreküstü bezlerinin kılcal damarlarını tı-kayabildiklerinden, ani ölüme yol açabilirler. Bundan ötürü, falciparum sıtmasına, habis sıtma adı da verilir. Plasmodyum vivax ve Plasmodyum ovale: Enfeksiyonu 8’inci gününden me-rozoitler kana karışır ve her 48 saatte bir alyuvarları terk ederler. Plazmod-yumlarm hepsi birden karaciğeri terk etmez, eşeysiz üreme devam eder. Buradaki ateş, tersian adını alır. Plasmodyum malariae: Merozoitler, 8’inci gün kan dolaşımına katılır ve evrim 72 saat sürer. Asalaklar, hem karaciğer de, hem alyuvarlarda ürer. Ateş, kuar-tan adını alır.
Tedavi: XVII. yüzyıldan beri sıtmanın özel ilacı olarak tanınan kinin, asalakları, alyuvarların içindeyken etkiler. Günümüzde sık kullanılmamasının nedeni, kulakları etkilemesi ve karasu hummasına (bkz.) neden olabilmesidir. Akut vakalarda, özellikle çocuklara, damar içi yoldan verilebilir.
Klorokin, Amodiakin: Her iki ilaç da çok etkilidir. Klorokin, erişkin ve yaşlılara, damar yolundan verilebilir. Bazı plasmodyum falciparum türleri, dirençlidir. Bağışıklık oluşmamış erişkinlere verilen doz, ilk gün 6 tane 150 mg.’lık klorokin tableti, bunu izleyen iki gün de, günde 2’şer tablettir. Yarı bağışık erişkinlerdeyse (sıtma bölgelerinde yaşamış kişilerde), tek bir doz olarak 4 tablet verilir. Amodiakin, 200 mg.’lık tabletler halinde ilk gün 3 tane ve bunu izleyen iki gün de, günde 2’şer tane ya da 8 tabletlik tek bir doz halinde verilir. Sıtmanın bastırılması: Proguanil (Palud-rine) ve pirimetamin (Daraprim), parazitleri, alyuvarlarda eşeysiz olarak üre-mekteyken yıkan bileşiklerdir. Habis sıtmada, asalakları, kan dolaşımına katılmadan öldürürler. Aynı zamanda, asalakların sivrisinekteki üremesini engellediklerinden, bu ilaçları kullanan bir kişiyi sokan sivrisinek artık bulaştırıcı değildir. Proguanil’in önleyici dozu, günde bir ya da iki tane 100 mg.’lık tablet, pirimetamin’inkiyse, haftada bir tane 25 mg.’lık tablettir. Genellikle, insanlar, her gün bir tablet yutmayı, haftada bir tablet yutmaktan iyi hatırlayabilmektedir. Bir sıtma ülkesinden ayrıldıktan sonra, habis sıtma nöbetinin atlatıldığına emin olmak için, ilacı bir ay süreyle kullanmak gerekmektedir.
Primakin: Bu ilaç, proguanil ve pirime-taminin etkileyemediği, karaciğerde yaşayan Plasmodyum vivax ve Plasmodyum malariae enfeksiyonlarının tekrarlaması- nı önlemektedir. Doz, iki hafta süreyle alman, günde 15 mg.’lık 2 tablettir. İlaç, alyuvarları yıktığından, tıbbî kontrol altında verilmelidir. Selim tersian ve kuartan sıtmanın, ilk enfeksiyondan aylar, hatta yıllaf sonra tekrarladığı görülmüştür. Sıtmanın önlenmesi: Hastalık anofel siv-risineğiyle taşındığından, sivrisineğin yaşadığı tüm bataklık ve durgun sular yok edilmelidir. Evlere sivrisineğin girmesi önlenmeli ve sivrisinekler de öldürülme-lidir. Türkiye’de sıtma savaşı, Cumhuriyet döneminde büyük bir başarı ile yürütülmüş ve hastalık yok denecek kadar azalmıştır. Afrika ülkelerinde sıtma savaşı hâlâ devam etmektedir. Bazı büyük nehir ağızlarında, meselâ Nijer nehri deltası gibi bölgelerde bu kökten kazıma işlemi başarıyla sonuçlanamamakta, fakat Dünya Sağlık Örgütü’nün bu yönde çalıştığı bazı alanlarda, sıtmanın belirli bir şekilde azaldığı görülmektedir .
Henüz yorum yapılmamış.