Tokat ve Çocuk
“Bir daha yaparsan, tokadı yersin.”
Bunlar, pek çok yorgun, sinirli annenin ve babanın, küçük çocuklarına öfkeyle bağırarak sık sık söyledikleri sözlerdir; genellikle de, hiç düşünmeden tokadı yapıştırırlar. Bazı anne-babalar da, tokadı küçük çocuklarına “iyi” ve “kötü”yü, “doğru”yu ve “yanlış”ı öğretmenin bir yolu olarak kullanırlar.
Çocuk yetiştirmenin her yönünde olduğu gibi, bu konuda da kuşaklar boyunca süregelen bir tartışma vardır. Bir kuşak, küçük çocukları eğitmenin tek yolunun bu olduğunu düşünürken, bir başka kuşak, küçük bir çocuğa tokat atmanın düşüncesinden bile dehşete kapılır.
Unutmayın, burada tokattan, yani bir kez vurmaktan söz ediyoruz, dayaktan değil.
GÜÇ BİR HAK MIDIR?
Pek çok çocuk uzmanı, küçük çocuklara vurmanın, tek bir tokat bile olsa yanlış olduğunu ileri sürmekte, “çocuğunuzun daha iyi davranmasını sağlamayacağı gibi, onu daha da söz dinlemez ve saldırgan kılabilir” demektedirler. Ayrıca, bir yetişkinin gücünü küçük bir çocuk üstünde kullanmasının adalete sığmadığını, çocuğa bir tokat atmanın, ona, annenin ve babanın belki de başka bakımlardan karşı çıktıkları “güç haktır” mesajını verdiğini düşünmektedirler. Sık sık bir tokat çakıştırma, bir çocuğu kızgın, kin dolu ve anne-babasına çok daha az saygılı kılabilir. Çocuğunuz yaşı ilerleyip de daha çok güçlendikçe sizi, yani anne-babasını üzecek biçimde davranarak acısını çıkarmaya, sizi cezalandırmaya çalışacaktır.
GİZLİ TEHLİKE
“Piskologların bedensel cezalandırmaya, bir tek tokatta kalsa da karşı oluşlarının bir başka nedeni de, bu davranışın tırmanma eğilimi taşımasıdır. Çocuğunuza yanlış yaptığı bir şey için başlangıçta hafif bir tokat atarsınız; tekrarladığında ya da daha kötü bir şey yaptığı zaman, ona daha şiddetli bir tokat atarsınız. Çünkü, attığınız İlk tokadın hafif olduğu için işe yaramadığını, çocuğun bir tür bağışıklık kazandığını düşünürsünüz. Bunun sonucunda tokatlarınız giderek şiddetlenir ve bir gün, siz gerçek anlamda farkına bile varmazken, tokatlar dayağa dönüşebilir. İşler buraya varmasa bile, çocuk yediği tokatlara öfkeyle tepki gösterebilir; kendisinin “doğru”, sizinse “yanlış” yanda bulunduğunuzu düşünmeye başlayabilir. Bunun yanı sıra, sizden “korkar” duruma gelerek, “suçlarını” gizlemeyi öğrenebilir.
Ara sıra bir tokadın yararlı olduğunu savunan anne-babalar ve uzmanlar, küçük çocuğun neden cezalandırılmış olduğunu o anda anlamasını sağladığını ileri sürerler. Kendisine yapmaması söylenen bir şeyi yapar, sözgelimi oyuncağını tuvaletin içine atar ve siz de hemen bir tokat atarsanız, “neden ve sonuç” ilişkisini öğreneceğini söylerler. Tokada karşı olanlarsa, çocuklara İyi davranmayı öğretecek daha iyi yollar bulunduğunu savunurlar. Çocuğunuzla konuşarak ona neyin doğru, neyin yanlış olduğunu, niçin kızdığınızı ya da niçin üzüldüğünüzü anlatmanız gerektiğini öne sürerler. Çocuğunuza, onun huysuzluk etmek istemediğini bildiğinizi ya da kötü bir şey yaptığının farkında olmadığını anladığınızı söylemeniz, tokattan daha iyidir. Ona güven verin: Bir daha yapmayacağından emin olduğunuzu söyleyin.
Çocukların sevilmek, beğeninizi kazanmak istedikleri için “iyi” davranmaya çalıştıkları yolunda da bir görüş vardır. Buna göre, yaptığını beğenmediğinizi göstermeniz, onun davranışını değiştirmenin, tokatlamaktan daha iyi bir yolu olabilir. Ama bu kuşkusuz, üç yaşın altındaki çocukların çoğunda olduğu gibi, yargılayış biçiminizi kavrayamayacak kadar küçük olan çocuklar için geçerli değildir.
Çocuğunuz televizyonun düğmesini durmadan açıp kapatıyorsa ya da sehpanın üstündeki kristal tablayı durmadan eline almaya kalkışıyorsa, onu oradan kaldırıp başka bir odaya götürmeniz ve bunu denemeye kalkmanın bir yararı olmayacağını, çünkü her seferinde engelleyeceğinizi sonunda anlamasına kadar her seferinde bunu tekrarlamanız, genellikle bu davranışından vazgeçmesi için yeterlidir. Küçük çocuğunuz bir oyun arkadaşına, oyuncak çekiciyle ya da oyuncak küreğiyle vurursa, onun, çekicin, küreğin ne olduğunu ya da acıtacağını bilmediğini unutmamanız gerekir. Hemen tokadı yapıştırmak yerine, yumuşak bir hareketle çekici, küreği elinden çekip alın ve neden bunu bir daha yapmaması gerektiğini anlatın. Bir masalla ya da başka bir oyuncakla, dikkatini başka yere çekin.
ISIRMA VE KAVGA ETME
Küçük çocukların çoğu bir saldırganlık evresi geçirir: Vurur, ısırır, tükürür ve saç çekerler. Bunları gören anne-babaların duydukları sıkıntıya bir de, çocuklarının saldırıları için çoğunlukla kendilerinden daha küçük bir çocuğu seçmeleri eklenir. Ne var ki, çocuğunuz, büyürken deneme yapmaktadır; acı verdiğini “henüz” anlamaz. Böyle bir durumda onu, tekrarlamasını önlemek için hemen öbür küçük çocuğun yanından uzaklaştırırken, yumuşak bir sesle yaptığının yanlış olduğunu anlatmaya çalışın. Bunu yaptı diye tokat atmaya kalkışmayın: Başkalarına vurmaması gerektiğini söylerken, sizin ona vurmanız, hiç de mantığa uygun bir davranış olamaz. Çocuğunuzun oyun arkadaşlarıyla bir arada bulunduğu zamanlar çok saldırgan olduğunu sezerseniz, bunun nedeni belki de, başka çocuklarla oynamaya hazır olmadığı halde, ondan bunu beklediğiniz için, sizsiniz: Küçük çocuklar, üç yaşına gelinceye kadar, başka çocuklarla “oynamak” konusunda pek hevesli değillerdir.
Çocuğunuz daha büyük olduğu halde hâlâ saldırganlık belirtileri gösteriyorsa, ona bu gibi durumlarda bir tokat atarak “şiddete” katkıda bulunmayın. Davranışını düzeltmezse, oyunu durdurup arkadaşlarını evlerine göndereceğinizi (ya da hemen evinize döneceğinizi) söyleyin. Dinlemezse, söylediğinizi yapın. Bu arada, çocuğa her şeyi açıklamaya dayanan bu eğitim yöntemine, bazı uzmanların eleştiriler yönelttiklerini de belirtmek gerekir. Bazı psikologlar, çocuğun vurmanın acıttığını öğrenmesi gerekiyorsa, ona verebileceğiniz en iyi dersin, bir tokat olduğunu ileri sürmektedirler. Bu görüşe göre, küçük oyun arkadaşlarında ne türden bir acıya yol açtığını, çocuk ancak böyle anlayabilir ve vurmanın, vurulana ne hissettirdiğini öğrenince, bunu bir daha yapmaz.
Gene aynı görüşe göre, küçük çocuğunuz, sizi gerçekten sinirlendirinceye ve hoş olmayan bir sahne oluşuncaya kadar, sabrınızı deneyecektir. Ama, yanlış davranmaya daha başladığı anda ona bir tokat atar, sonra da dikkatini başka yere çevirirseniz, sabrınızı denemekle uğraşmak yerine, yeni bir ilgi alanı bulmuş olur.
BİR DİKKAT UYARISI
Unutmamanız gereken şey, tokattan ister yana, ister karşı olsunlar, bütün çocuk uzmanlarının birleştikleri bir nokta olduğudur: Yapabileceğiniz en kötü şey, yorgun ya da sinirli olduğunuz zaman çocuğunuza vurmanızdır. Bir tokat atmanın, yararına inanıyorsanız, düşüncesizce atılmış bir tokat değil, bir disiplin yöntemi olmalıdır. Bu arada, bu tür bir bedensel tepkiye, çocuğunuz bazen bile bile yol açabilir: İncelemeler, çok az ilgi gören çocukların, hiç ilgi görmemektense, kendilerine vurulmasını yeğlediklerini ortaya koymuştur.
Gerçekten de, çocuğunuz en çok, yaramazlık ettiği sırada onun farkına vardığınızı çabucak anlayabilir. Oysa mutluluk içinde sessiz sessiz oynadığı sırada, bir telefon konuşması yapmak için onu odada yalnız bırakabilir ya da ev işine dalarak, farkına varmadan onu ihmal edebilirsiniz.
Dolayısıyla, çocuğunuz sık sık çok huysuzlanıyorsa, “cici çocuk” olduğu zaman, ona büyük ilgi gösterin. Oynadığı oyuna katılın; hiç değilse o oynarken yanında olacağınız bir işle -sökük dikmek, gazete okumak gibi- uğraşın. Huysuzlaştığı, istemediğiniz davranışlarda bulunduğu (oyuncaklarını sağa-sola fırlatması gibi) zamansa, tersine, odadan çıkıp onu yalnız bırakın, iki yaşından küçüklerle uğraşılırken, huysuzluk yaratabilecek durumlar önceden kestirilerek, bu tür sorunlardan genellikle kaçınılabilir.
HAZIRLIKLI OLMAK
Sözgelimi, küçük çocuğunuzla, süpermarkete alışverişe gitmek düşüncesinden dehşete kapılmanız için hiçbir neden yoktur. Önceden iyice planlar da, alışverişinizi sakin yaparsanız, kendinizi stres altında hissetmezsiniz ve alışveriş yapma, her ikiniz için de bir eğlenceye dönüşebilir. Küçük çocuğunuza önceden, bütün alışverişinizi bitirince -ama kesinlikle daha önce değil- ona da bir şeyler alacağınızı söyleyin. Alışverişinizi yaparken, eline onu meşgul edecek, çok sevdiği bir oyuncak ya da bir elma gibi bir şey verin. Onu süpermarketin arabasına oturtup, raflar arasında dolaşırken, oyuncak ayısıyla oynamasına izin verin. Biraz daha büyüyünce, raflardan aldıklarınızı arabaya yerleştirmenize yardım etmeye teşvik edin.
Evinizde çocuğunuza vurma nedenlerini, evinizi “çocuğa dayanıklı” duruma getirerek azaltabilirsiniz. Değerli kristal ya da porselen tabla ve vazo gibi şeyleri ya da tehlikeli çamaşır suyu şişelerini, dikiş kutunuzu, çocuğunuzun erişemeyeceği yerlere kaldırın. Böylece sürekli kaygı içinde olmaktan kurtulur ve onlara her elini uzatışında, çocuğunuzu azarlamak ya da ‘tokadı patlatmak” zorunda kalmazsınız. Büyüyerek porselenlerin, kristallerin kırıldığını, makasların kestiğini anladığı zaman, bu “ilişkinizi bozucu” parçaları yeniden ortaya çıkarabilirsiniz.
TUTARLI OLUN
Çocuğunuzun “doğru” ve “yanlış” davranışları öğrenmesine yardım etmenin en önemli yollarından biri, tutarlılıktır. Anne-babaların, disiplin yöntemleri üstünde ve “iyi davranışlar” ile “kötü” davranışların ne olduğu konusunda, görüş birliğine varmış olmaları temel koşuldur.
Çocuğunuzun bir şeyi yapmasına bir gün izin verir de, ertesi gün aynı davranışı için cezalandırmaya kalkarsanız, “kafası karışır”. Pek çok davranış sorunu, sırf anne-babaların çocukları için koydukları kurallarda tutarlı ve açık olmamalarından kaynaklanır.
Günlük programınızı hazırlayın ve önemli bir neden olmadıkça, değiştirmeyin. Çocuklarınız her gün televizyonu sözgelimi saat dörtte, bir saat izleyebileceklerini, başka zaman izleyemeyeceklerini öğrenirlerse, başka zamanlarda televizyon düğmesini açıp kapama yüzünden ortaya çıkan huzursuzluklardan kurtulursunuz.
Çocukların yatma zamanı, bir başka gerginlik ve aile kavgaları kaynağıdır; oysa düzenli bir banyo, masal anlatma ve yatma programı izlerseniz, çocuğunuzun bunu benimseyeceğini ve sizinle çok ender tartışacağını göreceksiniz. Ayrıca çocuğunuzu -ya da çocuklarınızı- bir kez yatırınca, kalkıp yatak odalarından bir daha çıkmalarına izin vermemekte kararlı olun.
Eşinizle birlikte de evde tutarlı bir program uygulamanız (yemek saatlerinizin, banyo saatlerinizin, gazete okuma saatlerinizin düzenli olması gibi), çocuğunuzun, sizin evde nasıl yaşadığınızı anlamasına yardımcı olur; böylece canınızı sıkacak davranışlarla karşılaşma olasılığı azalır. ,
ÖDÜLLENDİRME
Bütün uzmanlar çocuğunuzu uslu ve “iyi davranışlı” olmaya yöneltmenin en iyi yolunun, onu ödüllendirmek olduğunda birleşmektedirler. İyi bir şey yaptığı ya da mutluluk içinde sessizce oynadığı zaman, çocuğunuzu her seferinde ödüllendirin: Ona kocaman öpücükler verip, kucağınıza alarak biraz sevin; size her yardımcı oluşundan sonra, ona en sevdiği masalı anlatın ya da okuyun.
En önemlisi de, çocuğunuzun en büyük isteğinin sizi hoşnut etmek olduğunu, kavramanızdır. Durmadan paylanır, bağırılır ya da vurulursa, onu sevmediğiniz, kendisinin “sevilmeye değer biri olmadığı” duygusuna kapılacaktır. Onu beğendiğinizi, çok sevdiğinizi davranışlarla gösterin ve hoşlanmadığınız davranışlara karşı sabırlı olun. Unutmayın ki, çocuğunuz ne kadar mutlu, dengeli olursa, sizler de o kadar mutlu bir anne-baba olursunuz.
Henüz yorum yapılmamış.