Türkiye’yi “SUS”turan Kadın Bakın Kimmiş

Neredeyse tüm hastanelerin duvarlarında resmini gördüğümüz, yaptığı “SUS” işareti ile hastane koridorlarında yüksek sesle konuşmanın ne kadar yanlış olduğunu öğreten o kadın yıllar sonra hikayesini anlattı.

“Bayan Sus” olarak tanıdığımız Dilek Tunca, herkesin kendisini hemşire sandığını, ancak aslında bir manken ve fotomodel olduğunu açıkladı.

Bayan Sus, ilginç hikayesinin detaylarını yıllar sonra anlattı:

1976 yılının yaz aylarında henüz yirmili yaşlarında iken, Şişli’de yaşadığını, babasının bir subay emeklisi, annesinin de bir terzi olduğunu belirten Dilek Tunca, turizm işi ile ilgili olarak Almanya’da bulunduğunu ve döndüğü gün Cağaloğlu’nda bulunan İstanbul Reklam Ajansı’nın kendisini aradığını sözlerine ekledi. Almanya dönüşünün ertesi gün çekilen bu fotoğraf için, Haseki Hastanesi’nin baş hemşiresinden elbisesinin ödünç alındığını söyledi.

Dilek Tunca, Yurtoğlu ilaç firmasının, hastane duvarlarına “SUS” pankartı yaptırmak istemeleri üzerine, reklam ajansının bu iş için kendisini seçtiklerini belirtiyor.

“SUS” pankartlarından önce de bir reklam filminde yaklaşık 4 sene oynadığını ve o dönemde de “Bayan OMO” olduğunu sözlerine ekleyen Dilek Tunca, bu reklamda ‘benim için önemli olan beyazlık’ sloganıyla çekilen ilk renkli reklam filmi olduğunu da sözlerine ekliyor.

Hastaneler gittiği zaman doktorlara ve hemşirelere tanıdık geldiğini komik bir dille anlatan Dilek Tunca, bir gün gözüne makyaj fırçası battığı için göz doktoruna gittiğini ve oradaki doktorun kendisine “hiç yabancı gelmiyorsunuz” dediğini ve o sırada tam arkasında da kendisinin “SUS” resminin olduğunu gülerek anlatıyor. O gün o doktora bunu söylemediğini ve bu durumu çok komik bulduğunu söylüyor “Bayan Sus”…

Bu durumu doktorlara genellikle söylemediğini dile getiren Dilek Tunca, bir keresinde anjio olmak için hastaneye gittiğini o gün de arkadaşının doktorlara bunu söylediğini anlatıyor. Doktorlar “aşk olsun neden söylemiyorsunuz o olduğunuzu” dediklerine de “o benim işte, bir an evvel bitirin işinizi” dediğini söylüyor.

Bu olay üzerine Dilek Tunca’yı özel odaya almışlar ve o da bu durumdan çok memnun olmuş.

Dilek Tunca, ilginç ve komik hikayelerine “Almanya’da bir dişçi polikliniğine gittim, poliklinikte de bir Türk varmış. Odaya girdim, duvarda benim fotoğrafım asılı. ‘Nereden buldunuz bu fotoğrafı?’ dedim, doktor ‘Aaa, ben onu çok seviyorum, bayılıyorum, aşığım o hanıma’ dedi. Ben kaldım. Hiçbir şey söyleyemiyorum. Bir baktı ‘Yoksa siz misiniz?’ dedi. ‘Yok, o benim kardeşim’ dedim. ‘Hadi canım, kandırmayın. Sizsiniz işte’ dedi, güldük.” diye devam ediyor.

Doktorlarla çaktırmadan da olsa samimi bir ilişkisi olduğunu vurgulayan Dilek Tunca, yıllar sonra yaptığı açıklamaları ile yüzlerde gülümsemeye neden oluyor.