Yaşam şeklinin değişmesi
Yaşlı insanlar kendilerini birbirinden temelde fark gösteren iki durumla karşı karşıya bulurlar: Ya evlerinde oturacaklar ya da bir yere yerleştirileceklerdir.
1) Evlerinde yaşayan kadınlar
Bu durumda da karşımıza iki yol çıkıyor:
– Yemekleri kendileri veya bir aile üyesi, hizmetçi tarafından pişirilenler: Bu guruptakilerin yedikleri, çok dengeli ve doğru kalır.
– Bir kuruluşa bağlanıp evlerine hazır yemek servisi yaptıranlar. Bu kadınların çoğu duldur ve yanlızlıktan şikayetçidirler. Bu yüzden depresyona ve ardından anoreksiyaya girip, kendi içlerine kapanırlar. Böylece bir kısır döngüye girerler ve sonunda yatalak bile olabilirler.
Çok fazla miktarda ilaç kullanımı ise anoreksiyaya, hazımsızlığa ve bazen mikro özbesin kaybına bile neden olabilirler.
2) Bakım evi veya huzur evinde kalan kadınlar
– Huzur evlerinde kalanlar sosyal bir ortamda, kendileri için hazırlanmış yemekleri yiyebilirler. Eğer sosyal olmayı dışlayıp odalarında oturmakta ısrar etmezlerse…
– Bu tür bir basım evinde veya huzurevinde yemekleri diyetisyenler tarafından kontrol edilir.
Ancak pratikte durum ideal olmaktan uzaktır. Çünkü yaşlı insanlar sadece sevdikleri şeyleri yemek isterler. Yemekler ya geç gelir soğumuş olur, ya bunları ısıtacak personel yoktur. Belki çok karamsar olacak ama çoğu kez da kimse, bu yaşlı insanların verilen yemeği yiyip yemediklerine aldırış etmezler.
Böylece paradoksal olarak, kişlerin en çok izlendiği ve kendi çaplarında yemek verildiği kurumlarda besin yoksunluklarına hatta ağır beslenme bozukluklarına en çok rastlanır.Yoksunluğa yol açan kötü beslenme
Tekrarlanan beslenme yanlışları yavaş yavaş bir bir kötü beslenmeye dönüşür ve bunun zincirleme sonuçlan gelir:
– Apatiye yol açan yorgunluk
– Kasların erimesi
– Yüzde 15’e varan kilo kaybı
– Kırıklarla sonuçlanan düşme riski
– Zihinsel karmaşa
– Enfeksiyonlara hassasiyet
– Zekâda gerileme
Yanlızlık, içine kapanış, belirli beslenme ilkelerine önem vermeyip yoksullaşma, alkole düşme sadece tabloyu daha da ağırlaştıran şeylerdir.
Üzerinde durulması gereken noktalar
– Yaşlı bir insanın beslenme gereksinimi bir gencinki kadar önem taşır. Barsaklarmda sindirim ne kadar kötü olursa, protein sentezi de o kadar kötü olacaktır.
Yenilen yemek miktarı yaşlaıuldığı, daha az hareket edildiği ve başkalarından daha az gereksinimi olduğu gerekçesi ile asla azaltılmamalıdır.
Düşük kalorili bir beslenme mikro özbesinlerde yoksulluğa yol açacaktır.
– Yaşlıların protein ve demire gereksinimleri vardır: Bu yüzden etten vazgeçmemeleri gerekir.
– Bazı kişilerin safça ileri sürdükleri yumurtanın karaciğere dokunduğu veya yoğurttan kalsiyumu eksilttiği gibi havadislere inanılmam alıdır. Tam tersine bu iki besin yaşlı kişilerin beslenmesinde en önemli araçlardır.
Aynı şekilde tuzun damar sertliği yaptığı, et yüzünden üre olunduğu veya kuru sebzelerin midede şişkinlik yarattığı şeklindeki inançlara son verilmelidir.
Henüz yorum yapılmamış.