ZAYIFLAMA METOTLARI VE BU KONUDA TEMEL PRENSİPLER
Ünlü bilgin Ibni Sina;
«Sağlığını korumak isteyenler, yiyecekleri ve içecekleri besinlere çok dikkat etmelidirler. Açlık hissetmeden önce yemek yenmeli ve gıdaların cinsine ve miktarına dikkat edilmeli ve hiçbir zaman mide tam doluncaya kadar yenmemelidir,» demiştir.
Böylece, Ibni Sina’nın bin yıl önceki beslenme ve sağlıkla ilgili önerileri, bugün de geçerli ve çok önemli kabul edilmektedir.
Aslında, doğa insan vücudunda bir denge oluşturmuştur, beslenme açısından. Bu da, günlük alman kaloriler ile harcanan kaloriler dengesidir. Kişi, yürürken, konuşurken, günlük işlerini ve hareketlerini yaparken ve hatta uyurken enerji harcar. Bu enerjiyi de günlük aldığı gıdalardan sağlar. Eğer aldığımız kalorilerin tamamım harcayamazsak, arta kalan kaloriler vücutta yağ hücrelerini oluşturur ve yağ tabakaları halinde birikir. Buna şişmanlık diyoruz. Aksi olduğu takdirde, yani harcadığımız kalori toplamını günlük aldığımız gıdalardan sağlayamazsak, meydana gelen açık, daha önce vücutta kalmış ve depolanmış yağların yanmaları ile sağlanır. Buna da zayıflama diyoruz. Şu halde, şişmanlık veya zayıflık, doğanın kurduğu dengenin bozulduğunu gösteren durumlardır.
Şişmanlık Hudutları ve Ne Kadar Şişmansınız?
Daha önce de belirttiğimiz gibi kişilerin yaşlarına ve boylarına göre, normal veya ideal adı verilen kilo çizelgeleri oluşturulmuştur. Şişmanlık hududu ise bazı bilginlere göre, ideal kilodan % ,10 fazlası, bazılarına göre % 15 fazlası, diğer bazı bilginlere göre ise % 20 fazlasıdır. Biz de, büyük çoğunluğun görüşüne katılarak, şişmanlık hududunu (kitabımızın 12’nci bölümünde yer alan) çizelgelere göre % 10 fazlası ve üstünü kabul ettik. Aşırı şişmanlık hududu ise, ideal kilodan % 20 fazlasıdır, bize göre. Örnek verelim:
îdeal kilo Şişmanlık hududu Aşırı şişmanlık hududu
50 kilo için 60 kilo için 70 kilo için 55 ve üstü 66 ve üstü
77 ve üstü 60 ve üstü
Yukarıdaki değerlendirmelere göre, ideal kilodan birkaç kilo fazlası normaldir, önemli değildir, üzülmeye ve telaşlanmaya gerek yoktur. Esasen tüm bilginler, % 10 fazlasına kadar kilo artışlarını normal kabul ederler ve bu gibi kişilere şişman demezler ve şişmanlık de yimini de kullanmazlar. Nihayet, bu gibi ideal kilonun üstünde olanlara bir, iki veya iki, üç kilo fazlası var derler.
Fazla Kilolar ve Rejimler:
Yaşamın bütün sorunlarında olduğu gibi, fazla kiloları atmada ve zayıflamada başarılı olabilmek için, bazı ön şartları kabul etmek gerekir, zayıflamaya başlamadan önce. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
1) önce fazla kilolarını vererek zayıflamanın kendisi için yararlı olacağına inanmak.
2) Önerileri yapmak,
3) Sabretmek. •
Bu şartların ancak yerine getirilebilmeleri halinde gerçek ve kalıcı bir zayıflama sağlanır. Bu şartlar ise, bir irade işidir. Zira, görülmüştür ki, bir konuya kolayca başlayan ve kolayca vazgeçip bırakanlar, daima kararlarında başarıya ulaşamamışlardır.
Genel olarak, zayıflama metotlarında aşırı ve ileri derecede bir rejim, enerji bakımından yetersiz bir beslenmeye götürür ki, bunun sonucu sağlık açısından şişmanlığın zararlarından kat kat fazladır. Çok sıkı bir rejim ile kısa bir sürede fazla kilo vermenin zararlarını şöyle sıralayabiliriz: Vücuttaki yağların süratle erimeleri sonucu, el ve ayaklarda titremeler başlar, vücutta sarkmalar görülür, iç organlarda düzensiz çalışmalara, karın boşluğunda bağırsakların aşağıya doğru düşmelerine, kalp çarpıntılarına ve sinirli olmaya yol açar. Sinirlerin etraflarında çevrelenen ince yağ tabakaları da eriyince, tüm organlarda ve sistemlerde sinirsel bozukluklar kendilerini gösterirler. Ayrıca, vücutta genel direnç düşer. Bu saydığımız, çok sıkı rejimlerin uygulanması ve çok kısa zamanda zayıflamaların, sonuçları bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
insanlar, yaradılış gereği olarak bir şeyin azlığına veya yokluğuna uzun zaman; çok şeyin ve hele uzun süre yokluğuna ise, ancak kısa bir süre dayanabilirler. Zira, insanlarda fedakârlık ve mahrumiyet duygusu (hissi) sınırlıdır. Kısa bir zamanda hızla zayıflamak için kişinin alıştığı ve kendisini şişman hale getiren birçok yiyeceklerden ve içeceklerden uzak durması ve hemen hemen aç kalması demektir. Bir insan ne kadar azimli ve iradeli olursa olsun, bu kadar geniş kısıtlamaya ne kadar zaman dayanabilir?
Çeşitli ülkelerde yapılan araştırmalar göstermiştir ki, bu tür rejimler nep kısa süreli olmuşlardır. Zira, yukarıda saydığımız zararların yanı sıra, doğa kanununa ters düşen böyle bir rejim, er geç sona ermekte ve kişi de verdiği kiloları kısa bir zamanda tekrar almaktadır.
Kısa zamanda fazla kilo verenlerin, sonra verdikleri kiloları aldıkları, yine zayıfladıkları, daha sonra tekrar verdikleri kiloları aldıkları maalesef çok görülmüştür ve beslenme kitaplarında yer almıştır. Ancak, bugün bilimsel açıdan bu durumun devamlı şişman olmaktan daha tehlikeli olduğu kanıtlanmıştır. Zira, bu durum, vücuttaki dengenin kısa zamanda ve sık sık bozulmasına, bunun da kalp, damar, karaciğer, böbrek ve diğer organları etkilediği, sinir sistemini ve hormonal dengeyi bozduğu tespit edilmiştir.
Zayıflamada esas amaç, fazla kiloları atarak, ağırlığı normal düzeye indirmektir. Ancak, bu yukarıda izah ettiğimiz nedenlerden dolayı, hızlı ve kisa bir zaman içinde olmamalıdır. En ideal zayıflama, verilmesi gereken kiloları yavaş ve daha uzun bir sürede vermektir. Böylece vücutta yer alan organlar ve sistemler yavaş yavaş bu tedrici kayba alışırlar ve adapte olurlar.
Bugüne kadar önerilmiş ve halen de önerilmekte olan pek çok çeşit zayıflama rejimleri mevcuttur. Ancak, hemen şunu ifade edelim ki, her reçete herkese aynı yararı sağlamaz. Zira, dikkate alınması gerekli bazı faktörler vardır, bir zayıflık reçetesinin yararlı ve uygulama olanağı olabilmesi için. Bunları şöyle özetleyebiliriz: Kişilerin sağlık ve özel durumları, yaşları, şişmanlık dereceleri ve ne kadar kilo vermesi gerektiği, kişilerin ve ayrıca bulunduğu toplumun sosyal ve ekonomik durumları, nihayet her yörenin ve toplumun kendine öz alışkanlıkları, gelenekleri ve mutfakları ile yemeklerin pişirilme tarzları. Bu itibarla Amerika’da veya ingiltere veya Japonya’da o yöre halkının zayıflamaları için yazılmış reçeteleri başka bir ülkede uygulamak hem mümkün olmaz ve hem de yararlı olmaz. Buna bir örnek verelim:
Amerika’da ve ingiltere’de esas gıda ettir, süttür ve patatestir. Bizdeki gibi taze veya kuru sebze yemekleri yoktur. Onlar daima yedikleri etin yanında daha çok kızarmış patates ve bazen de haşlama biraz sebze koyarlar. Onlar için sebze yeşil salatadır. Salatayı severler ve vitamindir derler. Bu ülkelerde şişmanlığın esas nedeni yağ ile çikolata, pasta ve çok yedikleri şekerli, maddelerdir. Bunlar ise yüksek kalori sağlayan gıdalardır, îşte bu nedenle, bütün Amerikan ve ingiliz beslenme ile ilgili kitaplarında ve önerdikleri zayıflama rejimlerinde prensip olarak tatlı ve şekerli, yani karbonhidratları kaldırmak, yağı çok azaltmak, gerek öğle ve gerekse akşam yemeklerinde et veya balık yenmesidir. Buna ilave olarak rejimde süt, salata ve meyve yer alır. Diğer taraftan Amerika ve ingiltere’de esas gıda olan et, balık, süt, yumurta genel olarak halkın kazancına göre pahalı değildir, az gelirliler de alabilir. Bize gelince, bütün bu ana gıdalar genel olarak orta sınıflar için pahalıdır. Şu halde, bir Amerikan rejimi Önerir ve günde iki öğün et veya balık veya tavuk yenecektir dersek, bizde bu öneri kime yarar? Ancak, geliri yüksek düzeyde olan sınırlı bir toplum yararlanır. Büyük kitleye seslenmez. Diğer taraftan, Türkiye gibi bir ülkenin hemen her yöresinde bu yiyecekleri ucuz ve taze sağlamak mümkün müdür? Diğer bir husus da, bu yabancı reçetelerde besinler ve yiyecekler ölçülere göre verilmektedir. Bizde acaba kaç kişinin mutfağında terazi vardır?
Sonuç olarak diyebiliriz ki, bu konuda bize kopya yaramaz ve lüks kalır, çünkü uygulama yanı yoktur. O halde ne yapmalı? Şişmanlık, harcanandan çok, alman kalorilerin vücutta depo edilmesi olduğuna göre, bizdeki şişmanlıkların esas nedenlerini araştırmak ve ona göre bir reçete yazmak gerekecektir. Ayrıca, bizde et, balık ve tavuktan sağlanan proteini çok daha ucuza yerli bitki île yaş ve kuru sebzelerden sağlamak mümkündür. Şu halde, bizim gibi kuru, taze, meyve ve sebzeleri, değişik un ve ürünleri ile çeşitli ekmekleri bulunan bir ülkeye, zayıflama konusunda ayrı bir reçete yazmak gerekir.
işte bu görüşten hareket ederek biz «KOLAY VE SAĞLIKLI ZAYIFLAMA» reçetesini Önereceğiz, kitabımızın 8’inci bölümünde, (önerilerimiz ve Kalori Sarfiyatını arttırıcı Metotlar).
Henüz yorum yapılmamış.